Hz Yunus Aleyhisselam ile ilgili kıssamıza geçen haftaki kaldığımız yerden devam ediyorum.
HZ YUNUS A.S dan mucize talebinde bulunarak yanında melekler olmasını istediler. Daha neler, neler… Maksatları peygamberi zor durumda bırakmak, onu toplumun gözünden iyice düşürmekti.
Her seferinde Hz. Yunus A.S’a elle ve dille saldırıda bulundular. Onun direncini yıkmaya ve söylediklerinden vazgeçirmeye çalıştılar. Bu baskılar her geçen gün daha da artarak sürdü.
Kavmi sanki taş kesilmişti. Hz Yunus A.S’ın uyarıları hiç işitilmemiş gibiydi.
Hz Yunus A.S insanların ilahi mesaja olan duyarsızlığına ve gördüğü haksız tepkilere bunalmaya başlamıştı. Kendi kendini yemekteydi.
Aslında onun bu hali peygamberlerin müşfik vasıflarından biridir. Onun derdi, kendi kendini yemesi, kavminin Allah’a itibar etmeyerek, şirke ısrar etmesi, bu durumun onları felakete sürüklediğini gördüğü içindir.
Kur anda peygamberlerin müşfik vasıflarını şöyle beyan eder.
“Onların söylediklerinden hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar. Fakat o zalimler açıkça Allah’ın ayetlerini inkar ediyorlar. “ENAM S/33
“Sabret! senin sabrın da ancak Allah’ın yardımı iledir. Onlardan dolayı kederlenme, kurmakta oldukları tuzaktan kaygı duyma! NAHL S/127
“Onların söyledikleri şeyler yüzünden senin canının sıkıldığını Andolsun biliyoruz.” HİCİR S/ 97
Yoksa kavminin iman etmemiş olması onun açısından, Allah nezdinde görevini yapamadığı için kendi kendini yediği anlamına gelmiyordu.
Çünkü Allah şu umumi kaideyi zaten ona bildirmişti.
“Onları doğru yola iletmek sana ait değildir. Lakin Allah dilediğini doğru yola iletir.” BAKARA S / 272
Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi mutlaka iman ederdi. O halde sen mi insanları, inanmaları için zorlayacaksın ? Allah’ın izni olmadan kimse iman edemez. “YUNUS S/ 99-100
Hz Yunus A.S yine de kavminin inkarcı tutumuna çok üzülüyordu. İşte ne oldu ise oldu. Bu sıkıntı ve çaresizlik içindeki durum esnasında ALLAH tan bir emir olmaksızın kavmini terk ederek yola koyuldu.
ALLAH, YUNUS un bu davranışını Kur anda şöyle beyan eder.;
“ÜNNÜN hakkında söylediğimizi an. O öfkelenerek giderken kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı. “ ENBİYA S / 87
HZ YUNUS A.S ın bu ani eylemine iki sebep gösterilmektedir.
1- ÖFKE
2- Kendisinin, ALLAH tarafından sıkıntıya sokulmayacağı zannı… yani YUNUS PEYGAMBER sakin bir zamanda nitelikli düşünebileceği bir anda ; bir öfke zamanında bu eyleme kalkışmıştır.
3- Bunu şöyle değerlendirmek gerekmektedir. HZ YUNUS A.S kavmini terk kararı fevri ve insanın doğru karar alamayacağı bir psikolojik travma halinde alınmıştır. Yani eylem önceden tasarlanan bir hareket değildi.
Bu Allah’ın HZ Yunus’u daha sonra affetmesinin en önemli etkenlerinden biri olabilir.
Bu ayet ile aynı zamanda öfkeyle yapılan hareketlerin tüm insanlar için sıkıntı oluşturabileceği dolayısı ile öfke ile hareket etmemek gerektiği mesajı ihsas edilmektedir.
Hukuki açıdan olayı değerlendirecek olursak ; normal olmayan ortamlarda verilen kararlar, normal ortamlara göre değerlendirilemez.
Çünkü sağlıklı karar verme imkanı ortadan kalkmıştır.
Bu normal olmayan davranışın nedenini bilmek karar vermek açısından önemlidir.
Tasarlayarak adam öldürme ile kazaen veya savunma amacıyla yapılan veya hakarete v.b tahriklere binaen yapılan eylem aynı değerlendirilemez.
Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere yazımı EŞREF ZİYA nın yazdığı çok sevdiğim bir ilahi ile bitiriyorum. Hepinize selamlar, sevgiler, saygılar.
GÜL AHMEDİM
Yapayalnız gecelerde
Anlamaz ki beni kimse
Olacak sensin tek çare
Dertlerime gül AHMEDim
GÜL AHMEDim GÜL AHMEDim
Canda canan MUHAMMED im
Kurban olsun canım tenim
Gözlerine GÜL AHMET im
İşte şuramdaki yaram
Ah ne yapsam ne yapsam
Senden başka yok ki soran
Kollarına GÜL AHMEDim
GÜL AHMEDim GÜL AHMEDim
Canda canan MUHAMMED im
Kurban olsun canım tenim
Gözlerine AHMEDim
Geldim huzuruna senin
İşte sağında EBUBEKİR in
Eridi bitti ÖMER in
Yollarına GÜL AHMEDim
GÜL AHMEDim AHMEDim
Canda canan MUHAMMED im
Kurban olsun canım tenim
Gözlerine GÜL AHMEDim
Eşref Ziya