Odgurmuş: Son Tusaş baskınında da olduğu gibi sizin taife hep böyle silahlı terör estiriyor. Bu bireysel terör ile bir yere varılamayacağını daha anlamadılar mı? Anlamadınız mı?
Monşer: Biz insancıl ve barıştan yana bir düşünceye sahibiz. Bizim düşüncemizde halkların özgürlüğü her zaman birinci plandadır.
Odgurmuş: O nasıl bir insancıllıktır anlamak mümkün değil. 1960’lı yıllardan beri ülke ekonomisine verdiğiniz zararı şöyle bir düşündüğümüzde nelere mal olduğunuz açıkça ortaya çıkar.
Ayrıca genç insanları kendi kültürlerinden, kendi değerlerinden kopartıp başka ülkelerin rejimlerine ve liderlerine özendirdiniz.
Komünist ülkeleri övdünüz, komünist liderleri kutsadınız. Nerdeyse ananızı babanızı inkâr noktasına geldiniz hayali düşmanlar meydana getirdiniz ve o hayali düşmanlarla savaştınız durdunuz.
Genç insanların da hem enerjilerini boşa tükettirdiniz hem de pek çok insanın canından, istikbalinden, ailesinden milletinden ayrı olmasına sebep oldunuz.
Bu yaptıklarınızı üstü üste topladığımızda ülkemizin ne kadar zarar gördüğünü artık siz hesap edin.
Okuluna gidip tahsil yapması ve belkide çok önemli mevkilere gelmesi gerekenleri aldınız, onları birer terörist yaptınız.
O genç insanları kendi değerlerinden, kendi dinlerinden, kendi tarihlerinden, kendi ordularından, kendi ailelerinden kopartıp onları işe yaramaz birer devlet ve millet düşmanı haline getirdiniz.
Okulları tahrip ettiniz, bankalar soydunuz, dağlara çıktınız, kır gerillası gibi bir şey başlattınız.
Şehirlerde anarşi çıkarttınız, boykotlar yaptınız, masum işçilere grevler yaptırttınız, birçoğunun işinden olmasına sebep oldunuz.
Monşer: Biz her zaman barıştan yana olduk. Halktan yana olduk, insanlar sömürülmesin istedik. Abd emperyalizminin etkisinden kurtulalım dedik.
Odgurmuş: Bu dediklerinizin hiçbirini tahakkuk ettiremediniz. Genç insanların hayatlarını heba ettiniz. Onların enerjilerini yoktan yere tükettiniz. Bu büyük vebalin altından nasıl kalkacaksınız?
Pek çoğunun istikballerinin heder olmasına sebep oldunuz. Netice: Netice olarak hiçbir şey elde edemediniz. Bırakın artık bu köhnemiş fikirleri.
Bu memlekette yaşıyorsunuz. Ekmeğini yiyip suyunu içiyorsunuz. Al bayrağın gölgesinde hür olarak başınızı yastığa koyuyorsunuz.
İstediğiniz her şeyi yapıyor hatta sürekli ülkenin ve devletin aleyhine bile bulunuyorsunuz. Başka bir düşman ülkenin içimizdeki işbirlikçileri gibi hareket ediyorsunuz.
Ayrıca demokrasinin nimetlerinden de azami derecede faydalanıyor, istediğiniz adamınızı seçiyor, seçtiriyor, isterseniz kendiniz de aday olabiliyorsunuz.
Seçtirdiğiniz belediyelerde istediğiniz gibi at koşturuyor, belediyelerin ihalelerini el altından alıyor, hiçbir iş ve yenilik yapmadan belediye imkanlarından sonuna kadar faydalanıyorsunuz.
Teröre bulaşmadığınız sürece devlet sizin her türlü fikrinize müsamaha ile bakıyor ve hiçbir hareketinize karışmıyor.
Bütün bunları düşünmeniz lazım. Biraz da insaflı olmalısınız.
Monşer: Biz demokratik ve de laik bir ülke için gayret sarf ediyoruz. Hem Kemalist hem de ulusalcı bir hareketiz. Bizim anarşide vs. işimiz yok. Bizim kontrolumuz dışında birtakım olaylar gelişiyorsa da bundan bizi mesul tutamazsınız.
Odgurmuş: Sizi nasıl mesul tutamayız. Teröristleri ve teröre her zaman arka çıkmadınız mı? Bölücü partilerin liderlerine sizin liderleriniz her seçim meydanında selam göndermez mi.
Milletvekilleriniz asker polis şehid eden teröristlerin çeşitli zamanlarda cenazelerine katılmadı mı? Bazı parti genel kurul toplantılarında bölücü sloganlar atılmadı mı?
Monşer: Ne çok suçumuz varmış. Biz masum insanlarız, biraz daha fazla hürriyet ve biraz daha fazla eşitlik ve adalet istedik diye şimdi suçlu mu olduk.
Odgurmuş: Daha fazla eşitlik ve daha fazla adalet isteseniz yine iyi ama siz öyle yapmadınız ki, yapmıyorsunuz ki. Siz ülkeyi karıştırmak için elinizden gelen her şeyi yaptınız.
Ülkenin bir bölümünü kopartıp aklınız sıra orada devlet kurmayı hayal ettiniz. Bu hayalinize ulaşmak için yüzlerce asker, yüzlerce polis, yüzlerce vatandaş şehid ettiniz. Yaşlı çocuk, bebek demeden hunharca katlettiniz. Bu nasıl eşitlik ve özgürlük istemekmiş. Demokratik yollardan fikirlerinizi savunamaz mıydınız?
Neyse daha fazla uzatmayayım. Bu vebalin altından nasıl kalkarsınız bilemem ama Türk milleti zaten ne fikirlerinize ne de size itibar etmiyor. Böyle kendi kendinize hayali düşmanlar oluşturup onlarla savaşın durun bakalım.