Masadaki Tanıdık

Anavatan Partisi merkez ilçe başkanlığı yaptığım dönemde, bir gün Ankara’ya gittik. Yanımda arkadaşlar var. Akşam oldu.
Saat dokuz civarında lokantaya girdik.
Lokanta da boş yer yok. Tek bir masada bir kişi var.
Garson rezerve yaptırdınız mı diye sordu. Hayır dedim.
Şu karşı masada bir kişi var.
Ona söyle masasına oturabilir miyiz dedik.
Garson çekinerek gitti. Anlatmış, hemen ayağa kalktı.
Buyurun buyurun dedi. Bizde masaya oturduk.
Ben sordum, nerelisiniz, ne iş yapıyorsunuz diye.
Oda Kahramanmaraşlı’yım ama Yozgat’ı iyi bilirim dedi.
Ben şöyle bir baktım. Ser Yerköy’de manifaturacı ve tuhafiyeci Efendi amcaya nasıl benziyorsum dedim.
Bana öyle içten baktı. Nasıl tanıdın, hayret o manifaturacı ve tuhafiyeci benim babam dedi.
Ama Hüseyin bey hafızan ne kadar kuvvetli, hayret ettim dedi.
Hüseyin abi ben Türk Petrolleri Genel müdürüyüm Ankara’da yapılacak işlerinle emrin olur dedi.
Bende hemen o anda Lütfullah Kayalar’ı aradım.
Genel Müdürümle görüşün dedim. Ve görüştürdüm. Yemekten kalktık.
Başkanım lütfen hesabı ben ödeyeceğim dedi.
Talimat verdim ama senin işin düşerze başım üstüne dedi.
Babasına Allah’tan rahmet diliyorum.
Kendisine saygılar sunarım..
HOCALIĞIN PARASI
Bir gün Ankara’ya gittik. o günler Anavatan Partisi İlçe başkanı idim.
Lütfullah Kayalar’a telefon ettim.
Bugün Cuma başkan öğleyin Kocatepe camiinde buluşalım dedi.
Bende üç arkadaş Kocatepe Camiisine gittim.
Yarım saat önce camiye vardım. Banklara oturdum.
Biraz sonra karşı merdivenlerden omuzlarda cenaze geliyor. Hemen koştum omuza aldım.
Musalla taşına koyduk.
İnsanlar bir fatiha okumadan dağılmaya başladı.
Hemen El-Fatiha dedim. İnsanlar Fatiha okudular.
Biraz sonra kalabalığın içinden biri bana yaklaştı.
Hocam kusura bakma diyerek yirmi lira uzattı. Ben hayır almam.
Ben Allah rızası için okudum dedim. Hemen biraz sonra bir cenaze göründü.
Ben hemen omuzladım.
Onu da musalla taşına koyduk.
Bizim Anadolu’da Fatihalr okunur.
Camiye gelen cenazeye.
Ben baktım insanlar yine dağılıyor.
Hemen herkese Fatiha okuttum.
Biraz sonra kalabalığın içinden biri yanıma geldi.
Hocam kusura bakma diye elli lira uzattı.
Hayır almam, ben Allah rıçası için okudum dedim.
Namazdan sonra arkadaşlar Lütfullah Kayalar’a anlattılar.
Gerçekten çok güldük.
Bugün hocalığın parasını verdik diye espiri yaptılar.
Sevgi ve saygılarımla...