Mazluma Umut Olabilmek

     İnsaf, vicdan ve merhamet duygularının hiçe sayıldığı, zulmün sıradanlaştığı ve zalimin destek bulduğu bir dünyada yaşıyoruz. Hak ve hukuk tanımayan zorbalar, çocuk, yaşlı, kadın, kız demeden mazlum insanların üzerine bombalar yağdırıyorlar. Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdiler. 
     İnsanları acımasızca katlediyorlar. Gözü dönmüş caniler, dünyanın gözleri önünde Filistinli- Lübnanlı masum kardeşlerimizin üzerine bomba yağdırıyorlar; onları evlerinden yurtlarından sürgün ediyorlar. Tüm dünya bu vahşeti sadece seyrediyor.

     Kan ve gözyaşından beslenen, Siyonistler Ortadoğu da Müslümanlara zulmediyor.  İnsani yaşama haklarını ellerinden alıyorlar. Yardımları engelleyip çaresiz insanları aç bırakıyorlar. Mabetleri bombalıyorlar camileri, okulları ve hastaneleri yerle bir ediyorlar. Tüm insan haklarını çiğneyip acımasızca saldırıyorlar. Vahşetin barbarlığın sınırı yok...
     Cenab’ı Hak Yüce Kitabı Kuranı Kerim’inde buyuruyor ki: “Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları cezalandırmayı, korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.”
     Şüphesiz ki bu  ayet, mazlumlar için bir umut ve teselli; zalimler için bir ihtar ve tehdittir. Bu tehdide aldırış etmeyen zalimler, dünyada da ahirette de huzur bulamayacaklardır. Onlar için dünyada rezillik, ahirette ise büyük bir azap vardır. Müslüman, asla zulmün tarafında olmaz ve zulmü alkışlamaz. 
     Zalimin karşısında, mazlumun yanında olur.  Müminin gönlü zulme razı değildir. Mümin, hak ve adaletin yanındadır, zulmün karşısında dimdik ayaktadır. Mümin, zalime hasım, mazluma umuttur. Yeryüzünün her neresinde olursa olsun kanayan bir yara gördü mü ciğeri yanar. Zira o: Hakka tabidir ve Hak yolunun asil yolcusudur. 
     İmanlı insan bilir ki hak ve adaletin hizmetinde olduğu sürece Allah’ın rahmeti ve yardımı kendisiyle birliktedir. Hakkı tutup kaldırdığı sürece zalimler asla mazluma ve mağdura zarar veremeyecektir.
     Hepimizin bildiği gibi bu konuda Peygamberimizin bir uyarısı vardır: “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle düzeltsin. 
Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle buğuz etsin, ki bu da imanın en zayıf derecesidir”
     Bugün Ortadoğu da yaşananlar bize önemli sorumluluklar yüklemektedir. Kardeş olma sorumluğu ile mazluma sahip çıkmak hepimizin görevimizdir.   
   Ülkemizin geleceği için de bu oldukça önemlidir. Gün, Sevgili Peygamberimizin ümmet idealini kuşanma günüdür. 
Gün, kardeşlerimizle bir ve beraber olma günüdür. “Bu katliam, esasen tüm insanlığa karşı işlenmiş bir cinayettir. Bu zulme karşı çıkmak insan olmanın da gereğidir. Hayırlı Cumalar diliyoruz ( Kaynak Diyanet Hutbeleri)