“Münâfıklar, şimdi benim azâbımı görsünler!..”

İmânlı olup, Allahü teâlâya âsi olmayan kimselerin canları güzel bir şekilde alınır.
Allahü teâlâ Azrâil aleyhisselâma, “Dostlarımın canını, âsân al, düşmanlarımın canını güç al!” buyurur.
Melekler, Allahü teâlâya âsi olan kimsenin canını azap ederek alırlar.
Cebrâil aleyhisselâm, bu meleklere “Merhamet etmeyin!” der. Münâfıkların canı, burnunun ucuna gelir, tekrar bırakırlar.
Her azâsını öyle sıkarlar ki, tarifi imkânsızdır. Melekler o kimseye;
“Sen cennetlik değilsin. Sağlığında yaptıkların, senin cennete girmene mânidir.
Sen Allahü teâlâya âsi olduğun için, sana hidâyet, kurtuluş yoktur” derler.
Sonra Allahü teâlâdan bir hitap gelir:
“Münâfıklar, bir gün dahi ölümü hatırlamadılar. Kibirli oldular. Farzı, sünneti, vâcibi yerine getirmediler. Şimdi benim azâbımı görsünler!”
Yine melekler, tırnaklarının dibinden yapışıp, canını göğsünden çıkarırlar boğazına kadar getirip yine bırakırlar. Sonra yine Cenâb-ı Hakk’tan hitap gelir:
“Alimler size bildirmedi mi? Kitabımızı okumadınız mı? Gafil olmayın, şeytana uymayın, demedi mi? Her şeyi Allahü teâlâdan bilin demedi mi?”
Alimler her zaman anlatırlar:
“Dünyanın geçici güzelliğine aldanmayın!
Allahü teâlânın verdiğine kanaat, fakir fukarâya merhamet edin!
Allahü teâlâ sana mal, evlat gibi nimetler verdiğinde sevinip ‘Elhamdülillâh’ dersin.
Fakat, başına bir bela, musîbet geldiğinde üzülür, gam çeker sabredip hâline şükretmezsin...”
Ölüm döşeğindeki kimse, şiddetli azâbı görünce, aklı başına gelir, “ah keşke dünyada iken, dinin emirlerine uysaydım, Allah’a âsi olmasaydım” der. Yine Allahü teâlâdan bir hitap gelir:
“Ey benim kibirli kullarım! İşte, bu dostunuzu mal harcayıp kurtarınız!
Dünyada benden gelen belâya sabretmezsiniz, benden şikâyet edersiniz. İşte, bu kul, azapta ve canı hulkuma geldi.”
Melekler yine azap etmeye devam ederler.
Sonra bunlar gidip,
Azrâil aleyhisselâm gelir.
Kişi bunu görünce korkudan aklı gider. Çünkü, Azrâil aleyhisselâm, âsi kimselere çok korkunç bir şekilde görünür.
Sonra o kimsenin malını karşısına getirirler.
Kazandığı mal, sahibine der ki:
“Ey âsi kimse! Beni kazandın. Uygun olmayan yerlere harcadın sadaka, zekât vermedin. Şimdi ise senden çıktım. Senin istemediğin kimselerin eline girdim!”
Sonra tam bu sıkıntılı hâlde hararet içindeyken, şeytan gelip su vermek ister.
Fakat, Allahü teâlâyı inkâr etmesini şart koşar. İmânsız gidecek olan, suyu alıp içer. İmânla gidecek olan ise, buna kanmayıp, verdiği suyu reddeder... Allahü teala encâmımızı hayreylesin. Amin...