Neydik;
Çok rahattık, her istediğimizi rahatlıkla alıyor, istediğimiz yere rahatlıkla gidiyor, belki de istediğimiz hayal ettiğimizden fazlasını yiyorduk. O kadar farklı şeyler alıp yiyorduk ki bazen isimlerini telaffuz etmekte zorlanıyorduk. Bu arada israf ta son aşamasında idi. Belki de ihtiyaç duymadığımız çoğu şeyi rahatlıkla alıp hemen usanıyorduk. Fazlasını ya www…. da yarı fiyatına satıyor veya bir kenara atıyor unutuyorduk.
Çevremize açılan ulusal mağazaların şaşalı reklamları bizi çok çabuk cezbediyor sanki çok ihtiyacımız varmış gibi ucuzladı veya 2 tane alırsak 2 cisi yarı fiyatına diye hemen 2 tane alıyorduk.
Peki, bu harcamaları yapmak için bütçemizi nasıl ayarlıyorduk?
Kolay bütün bankalar her türlü tüketici kredisini rahatlıkla veriyor du problem varmı? Yok.
Tüketici derken özellikle altını çiziyorum, çünkü kredilerin %80 den fazlası tüketim hatta özel tüketim üzerine. Üretime nadiren kredi veriliyor, alabilmek için ise özel projeler hazırlamak gerekiyor.
Bizler bunları yaparken belki ihtiyaç sahibi olan bir çok insanın ihtiyaçlarına duyarsız kalıyor, “Aman böyle gelmiş böyle de gider” diyerek günümüzü gün nasıl ederiz onun hesabını yapıyorduk.
Hiç bitmeyen işlerimizin arkasından koşturup, çok paralar harcayarak aldığımız evin, eşyaların tadını bile çıkartamıyorduk.
Koştur koştur geldiğimiz evde takip etmemiz gereken dizinin başlamasını bekliyor, heyecanla onu izliyor büyüklerimizin, komşularımızın dertlerini unutuyor veya hele hatırlarını sorarız diye öteliyorduk.
Bir toz bulutunun ardından 7055 km uzaklıktan, dünyanın bir ucundan Covit 19 isimli bir virüs geldi,
Ne Olduk;
Birden rahatlığımız bitti, istediğimiz yere gitmek şöyle dursun evden dışarı çıkamaz olduk, diyelim ki çıktık tanıdık görmesin diye köşe bucak kaçar olduk. Belki de hiç kullanmadığımız maske en kıymetlimiz oldu. İsmini telaffuzda zorlanarak aldığımız şeyler yerine, çok nadir yediğimiz makarnayı stok etmek için canımız pahasına marketlere koşturduk. Evde kaldığımız süre içerisinde ekmek, ekmeğimize uyan katığı yapmayı öğrendik. Tv de diziler yerine bütün odağımız haberler ve açıklamalar oldu. Tüketici kredileri muallakta kaldı.
Unutmak üzere olduğumuz duygularımız tekrar yerine geldi. Komşumuzun, yaşlımızın, düşkünümüzün hatırını sormayı ihtiyacını karşılamayı hatırladık.
En önemlisi paylaşmayı öğrendik.
Ne Olacağız;
Allah bilir…