Özel Öğretim Kurumları Meselesi Özel Öğretim Kurumlarına Yasal Dayanak

Özel öğretim kurumları;Özel okul, çeşitli kurslar, kişisel gelişim kursu,özel öğretim kursu, özel  eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, uzaktan öğretim yapan özel öğretim kursları, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri… diye tanımlanan 5580 Sayıslı Özel Öğretim Kanununa  istinaden faaliyet gösteren MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’nın açılış izni verdiği denetlediği, işleyişinden bakanlığın sorumlu olduğu,  kurumlardır.

Özel Öğretim Kurumları Neden Ortaya Çıktı?

Devlet okullarında verilen eğitim-öğretimin sınavlara uygun olmaması

Devlet okullarında sınıfların kalabalık olmaması

Fiziki, sosyal ve kültürel imkanlardaki farklılıklar

Öğrenciye verilen rehberlik farkları.

Öğrenci velisinin isteklerinin karşılanmasındaki farklar…

Maddeler çoğaltılabilir, Özel Öğretim Kurumları bir tercih meselesidir. Özel Öğretim Kurumları eğitim-öğretimin bir nedeni değil, nedenlerin bir sonucudur.

            Milli Eğitim Bakanımızın Açıklamalarına Cevap

           

“Kurslardaki öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu, herhangi bir sınava girip başarılı olmuş değiller. Benim öğretmenimin girdiği KPSS sınavında başarılı olamadığı için(özel öğretim kurumlarındaki öğretmenler) orada öğretmenlik yapıyor.” Buyurdu, yıllarını Milli Eğitim Bakanlığında geçirmiş Sayın Bakanımız. Sayın Bakanım, Siz Bakanlık olarak yılda kaç öğretmen atayabiliyorsunuz, Kaç öğretmen açığınız kalıyor o atamalara rağmen; siz yılda  kaç bin ücretli öğretmen çalıştırıyorsunuz, bu ücretli öğretmenlere verdiğiniz ücret sizi tatmin ediyor mu? Ne demek benim öğretmenim??? Sizin çalışma izni onayı verdiğiniz, güvenlik soruşturmasını yaptığınız Özel Kurslarda, Özel Okullarda, Özel Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan Öğretmen KİMİN ÖĞRETMENİ? Sayın Bakanım, devlet okullarında sizin sunduğunuz imkanları beğenmeyip istifa edip, Özelde kurucu ya da çalışan olan öğretmenleriniz var biliyor musunuz? Öğretmenlik gibi gerçekten seçilmiş bir kişiliğe sahip olması gerekenlerin yapması uygun olan bir mesleği sadece KPSS’de başarılı olmaya bağlayan bir bakış açısı ne kadar talihsiz bir bakış açısı. Şimdi bazı öğretmenler 60-70 KPSS puanı ile atanırken başarılı ve SİZİN Öğretmeniniz, Bazı branşlar hem kendisi ile alakası olmayan konulardan sınava tabii tutulup hem de öğreteceği alanından çok daha zor akademik bir alan sınavında atama puanı 85-90 iken 84.9’da kaldığı için başarısız SİZİN olmayan Özel Öğretim Kurumlarının öğretmeni öyle mi?

“12 yıl boyunca biz çocuğu eğitiyoruz. 12 yıl içerisinde belki 6-7 ay çocuk dershaneye gidiyor. Gittiği zaman 'Bizim öğrencimiz kazandı' diyor. Benim 12 yıllık öğretmenimin emeğini resmen gasp ediyor. “ Bir Bakan diyor bunu hem de Milli Eğitim Bakanı. Sayın Bakanım, dershaneye çocuk en az 10 ay gidiyor. 1. Sınıftan itibaren 12. sınıfa kadar da dershaneye giden çocuk var. Üniversiteyi bitirdikten sonra sizin öğretmeniniz olmak için dershaneye gidenlerde var... Bakın lütfen birisi size dershanenin mantığını anlatsın Sayın Bakanım, bu sözler muhtemelen bilmemekten ya da yanlış bilmekten. Bu sözleri size muhtemelen derse girip devletten maaş alan, sonra sizin açtığınız dershaneciliğe soyunduğunuz kurslardan para alan bununla da yetinmeyip suç olmasına rağmen özel ders verip cebini dolduran  sözüm ona SİZİN ÖĞRETMENLERİNİZİN söylettiği sözler. Yoksa devlette mesleğini hakkıyla yapan aldığı maaşı sonuna kadar hakkedip aldığı paranın kat kat fazlasını devletteki öğrencisine veren o elleri öpülesi, vicdanının ekmeğini yiyen öğretmenlerimin bu fikirlerinize katılması imkansız Sayın Bakanım. Eğitimci bilir ki devlette anlatılan müfredat farklı, özellikle sınavlara hazırlık kursları bu müfredatı öğrenciye vermekle uğraşmaz, sınavlara hazırlık farklı. Bu ikisi farklı uzmanlık istiyor. Sayın Bakanım, biz öteki değiliz, biz üvey evlat değiliz. Biz bu sistemin bir sonucuyuz. Biz eksiklikleri tamamlayanız. Bizim öğrencimiz devlet okullarında yetişeyecek ki biz sınavı KAZANDIRACAĞIZ. Allah aşkına bizden takviye alıp, destek alıp başarılı olduğunda okulu, reklam yaptığında biz buna karşı mı çıkıyoruz? Öğrencimizin biz kurslar olarak sizin tabirinizle dershaneler olarak eğitimdeki başarısının reklamını yapmıyoruz, öğretimdeki yani sınav başarısıyla gururlanıyoruz. Gittikleri okullara da hiç gocunmadan teşekkür ediyoruz. Sağ olsunlar onlar da bize teşekkür ediyor. Sayın Bakanım biz özel öğretim kurumları, devletimizin okulları ile biriz, beraberiz. Bu ayrım çok tehlikeli bir ayrım. Bu ayrım, bu dil ötekileştirir.

Sayın Bakanım, eğitimin bir sürü sorunu varken, başarısızlığın nedenleri varken sistemin bir sonucu olan, gücü yettiğince eğitimin eksikliğini tamamlamaya uğraşan; kurucusu ile öğretmeni ile yayıncısı ve diğer çalışanı ile büyük bir camia olan kurumlarımızı hedef gösterip sorunları çözemez, başarısızlığın nedenleri ortadan kaldıramazsınız.

Sayın Bakanım, çoluğunun çocuğunun rızkını sırf eğitime katkı sunmak için hayatlara dokunabilmek için, başka sektörlerde çok daha fazlasını kazanacakken, özel öğretim sektörüne yatıran, sizin iş veremediğiniz onca öğretmene ve çalışana iş veren, hatta öğrenciyle beraber alanında uzman öğretmen yetiştiren, vergisini veren, SGK’sını yatıran, onca riski eğitim için gözünü kırpmadan alan vatansever özel öğretim kurumu kurucularını daha fazla tedirgin etmeyin daha fazla üzmeyin. Aman tek siz eğitimin sorunlarını çözün, eğitim öğretimi öyle noktaya getirin ki biz yine söylüyorum bir sonucuz, biz ihtiyaçtan dolayı istenilen talep edileniz; vatandaşımız özel okula, özel kursa ihtiyaç duymasın. Biz kurumlarımızı kapatmaya razıyız.