Havalar soğudu Yozgat’a yılın ilk karı düştü… Kar yağdıktan iki gün sonra dışarıya çıktım. Çok sevdiğim esnaf arkadaşımın dükkanında çay içerken öğlen saatlerinde dükkana bir çocuk geldi o soğukta o ayazda atleti ve şortuyla dükkana girdi arkadaşımdan telefonunu istedi. 
Annemi arayacağım dedi. 
    Bu kim dememe kalmadı gitti koşarak gitti. 5-6 yaşlarındaydı. Bu çocuk kim diye sordum. Birkaç gündür geldiğini annesini aramak istediğini söyledi. Annesinin numarasını biliyormuş arayıp ne zaman geleceksin anne diye soruyormuş. Annesi eve git diyormuş. 
     Çocuk birkaç saat sonra tekrar gelip yine annesini arayıp yine aynı soruyu soruyormuş. Ne zaman geleceksin deyip gidiyormuş. Annesi bazen açmıyormuş telefonunu. Akşama kadar gidip geliyormuş.. Arkadaşım çocukla konuştuğunda annesinin çalıştığını evde 8 yaşında ablası ve küçük kardeşiyle akşama kadar yalnız kaldığını, babalarının olmadığını söylemiş. 
     Arkadaşım karnını doyuruyor ama evdeki çocuklar peki onlar ne yiyip ne içiyor bilemiyorum. Ablası da bir kere gelmiş oda ağlayarak annesini aramış annesi her defasında geç geleceğini söylüyormuş. O kadar üzüldük ki ne yapacağımızı bilemedik.
     Polisi arasak çocuk yok gitti. Nerede nasıl bulacağız dedik. Ertesi gün gelir umuduyla dua ettim gözüme uyku girmedi, bu çocuklar ne yer, ne içer, ne yapar, biri kandırsa götürse kafamda deli sorular. 
Ertesi gün yine gittim. Öğlen 14.00 gibi geldi, derin bir oh çektik. Öğlenin 14.00’ü olmuş bu saate kadar bir şey yememiş. Çakmak almaya geldim yumurta yapacağız evde dedi. 6 yaşında ki bir çocuk çakmak istedi! Arkadaşlarım onu oyalarken ben 183’ü aradım. Polis ekipleri hemen geldi.     
     Polisler son derece kibar, güzel yaklaştılar ama çocuk çok korktu gitmek istemedi. Daha sonra çocuk şube ekipleri ellerinde çikolatayla geldiler. Çok sıcak yaklaştılar ama çocuk onlardan da korktu ağlamaya başladı.
     Arkadaşımın yanında çalışan elemanla polisler çocuğu karakola götürdüler. Daha sonra anne gelmiş ne konuştular ne ifade verdiler bilmiyorum. Ama çocuk ertesi gün yine dükkana gelmiş. 
     Şaka gibi. Ve yine aynı istek, ‘annemi arayacağım’ demiş, para istemiş. Beni ilgilendiren tarafı; bu çocuk sokaklarda, araba çarpsa, biri alıp götürse ne yapacağız? 
     İl Emniyet Müdürümüz Sayın Recep Tecimer’le konuştum bu konuyu. O kadar ılımlı, güzel yaklaştı ki bir baba olarak böyle vakalara çok rastlıyoruz fakat bizim görevimiz çocuğu alıp götürmek. Geri kalan Aile Sosyal Politikalarda dedi. Çok haklı, kolluk kuvvetler üstüne düşenin fazlasını yaptı. O gün aradığımızda polisler zamanında geldi hepsi de çok merhametli, şefkatli yaklaştılar bundan sonrası Aile Sosyal Hizmetlerinde. Ama ben her şeyden önce insan olarak vatandaş olarak korkuyorum. 
     Bu çocukların başına bir sey gelirse! 
Yemek yapacağız diye evi yakarlarsa, sokakta başlarına bir şey gelirse kim koruyacak bu çocukları? Kim sahip çıkacak? 
Sokaklardan koruyalım derken sokağa mı salıyoruz? Annenin hikayesini bilmiyorum bir şey yazıp çizmek istemiyorum ama bu durum normal gelmiyor bana. 
     Benim tek derdim bu çocuklar, ne olacak, nasıl sahip çıkacağız bu çocuklara. Üç maymunu mu oynayacağız. Görmezden mi geleceğiz ve 6 yaşındaki o çocuk artık para istemeye başladı. Başka bir tarafa doğru evriliyor. Kimileri şanslı doğmuyor, çocuğu görenler yüz vermeyin diyor ne yapalım peki onların korunmaya, sevgiye, konuşmaya ihtiyaçları var.,
     Ama bunun bir çözümü, bir çaresi olmalı, kader değil bu. Kader deyip geçemeyiz, kader deyip yükü üzerimizden atamayız, hepimiz sorumluyuz o çocuktan, çocuklardan. 
Sokaklar çok tehlikeli ve onların en çok ihtiyaç duyduğu şey güven sevgi şefkat!
     Onları şimdi koruyamazsak itip dışlarsak bambaşka bir birey olarak yetişecek o zaman bu toplumun mu onların suçu mu olacak?