Pırtıcının oğlu vekil olmuş!

AK Parti MYK’sında neden Yozgatlı yok?
Ankara’da yaşayan Yozgatlılar neden sahipsiz?
Yozgatlı neden siyasi büyüklerine ulaşmakta sıkını yaşıyor?
Yozgatlı genel müdür, daire başkanı, yönetici sayısı neden çok az?
Yozgatlı siyasetçi birinci derecede yakını, ortağı ya da bir bağı olmayan insanların önemli makamlarda görev alması için kefil olmaz, yol açmaz, destekte bulunmaz?
Yozgatlı Ankara’da ya da Yozgat’ta sadece meydanları, siyasi organizasyonlar dolu gösteren kalabalıklar, bir meta olarak görülür?

YOZGATLILAR SİYASETİN DOLGU MALZEMESİ Mİ?

AK Parti mevzu olduğu için özellikle son MYK bardağı taşıran olay oldu; partinin son seçimlerinde en başarılı iller arasında Yozgat’ın bulunması da bir şey ifade etmedi parti genel merkezi için.
Yozgat’ta parti teşkilatı ile halkın gündemi bir biri ile aynı mı diye soruyorduk ya, isterseniz Ankara için bu yanıtı verelim; AK Parti Genel Merkezi ile halkın gündemi hatta kendi teşkilatlarının gündemi bir biri ile aynı değil.
Yüksek surların olduğu kalelerden bakıp da halkı, teşkilatların beklentilerini göremiyorlar.
Ya da yaklaşan seçimler öncesi partiyi başarıya taşıyacak isimleri ana kademede görevlendirmek çok zor geliyor muhteremlere.
Yozgat, Çorum, Çankırı, Kırşehir, Sivas gibi şehirlerin insanlarını Ankara’da siyasetin dolgu malzemesi olarak gören kafa, yerinde Yozgatlı nasıl görür?
Pek tabi ki görmez, görmek istemez!

GELELİM PIRTICININ OĞLUNA…

Efendim, Salim Taşçı, adına ister Emlakçılar Kralı, ister Ormanlar Kralı isterseniz Yozgat sevdasının kralı deyin.
Şehrimizin yetiştirdiği, ülkemizin görüp görebileceği farklı ve müstesna özellikleri olan bir değer.
Birkaç gün önce Ankara’daki ofisinde uzun soluklu sohbetimiz oldu. Allah şifa versin bazı sağlık problemleri yaşamış ama düzelecek inşallah, dua edin lütfen.
Muhabbetimizin büyük bölümü tahmin edeceğiniz üzere Yozgat üzerineydi.
Salim Ağabey, yaşanmış bir kıssadan hisse anlattı:
- Efendim, çok eski yıllarda Yozgat’tan manifaturacının oğlu milletvekili olur. TBMM’de yemin edilecektir. Bu vekil çıkar önündeki kağıda bakmadan süper bir yemin eder. Mimik hareketleri, ses konu ile dinleyenleri mest eder. Yabancı bir ilin vekili yanındaki diğer Yozgat vekiline döner ve, ‘Adama bak, ne güzel yemin etti, helal olsun’ der.
Bunun üzerine Yozgatlı vekil; ‘…..ne olacak sanki Yozgat’ta pırtıcının oğlu der…’
Manifaturacı demez kendince küçük görmek için.
Sanırım siyaset müessesinin, siyasetin bizi gafil ağladığı yer tam da burası.
Bizim kendi aramızdaki kopukluğumuz, değersizleştirme felsefemiz onların işine geliyor.
Bu gün AK Parti ve muhtemelen yarın diğer siyasi partilerde yaşanması muhtemel durumun ana problemi de burası.
Biz, bizden olana değer vermediğimiz,
Biz, bizden olanla hemhal olmadığımız,
Biz bizden olanın makamına sadece beklentiler üzerinden misyon yüklediğimiz sürece dün de bu gün de yarın da yaşanacak bir gerçek var, Yozgatlı’nın değeri, kıymeti, Yozgatlılığın bir ağırlığı olmayacak.
Ankara siyasetinin nüfusu bir milyonu bulan Yozgatlı kimliğini yok saymasının, görmezden gelmesinin ve siyasette dolgu malzemesi yapmaktan öteye geçirmesinin pek çok sebebinden bir tanesi buydu.
Ne demek pırtıcının oğlu..
Ne demek bir birimizi küçük görmek, horlamak, yoksunlaştırmak.
Bu durum böyle gitmemeli, gitmemesi için atılması gereken bin adımdan bir tanesi bizimse de Yozgat’ta olduğu gibi Ankara’da da mücadelemizi sürdüreceğiz.
Gerek Yozgatlı STK’lar, gerek duyarlı iş insanları, gerek duyarlı siyasetçiler kimliği vasfı ne olursa olsun birlikte Yozgat olmak için çıktığımız yolculukta Yozgat’ın değerini bilmeyenler hatırlatacağız.