Rahmet Pınarlarından Destinizi Doldurun

Üç Aylar diye ifade edilen Recep, Şaban ve Ramazan ayları: Yüce Allah’ın bizlere ikram ettiği faziletli ve bereketli aylardır. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yok ettiği kandiller silsilesidir.
Üç aylar, hidayet ve rahmet kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği Ramazan ayının yaklaştığını müjdeleyen aylardır. Bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki; Yüce Allah’ın rahmet ve mağfireti bu gecelerde mü’minler üzerine rahmet gibi yağar.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bu aylarda daha çok ibadet ederdi. Enes b. Mâlik'ten rivayet edildiğine göre, Recep ayı girdiği zaman Peygamberimiz şöyle dua ederdi: “Allah'ım! Recep ve Şâban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına kavuştur!”derdi.
Receb ayının ilk cuma gecesi Regaip kandilidir (Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece). Regaip; kelime olarak herhangi bir şeyi istemek, arzulamak ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki önemli gece bir araya gelince daha da kıymetli olur. Allah Teâlâ bu gecede Müminlere sonsuz ihsan ve ikramlarda bulunur.
Recep ayının içinde bulanan bir başka gece de feyiz ve bereketin coştuğu mübarek Miraç Gecesidir.
Miraç gecesi, Allah Teâlâ’nın sevgili kulu ve rasûlü Hz. Muhammed’i (s.a.s.), Mekke’deki Mescid-i Haram’dan, Kudüs’teki Mescid-i Aksa'ya götürdüğü ve oradan da kendi huzuruna yükselttiği bir gecedir.
Miraç bir yükseliştir, en yüce mertebeye yükseliştir. Bu ulvi seyahat mucizelerin en büyüğüdür. Miraç olayının, Müslümanlar için önemli sonucu Miraç’ta verilen hediyelerdir.Nitekim bir hadiste bu hediyeler şöyle ifade edilmiştir:
“ Miraçta Hz. Peygamber (s.a.v.)’e şu üç şey verildi:
"Namaz mü’minin Miracı" olduğu için İslâm dininin temel direği olmuştur. Nasıl ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), Miraç'ta vasıtalardan arınmış olarak, Mevlâsı ile buluştu ise; mümin de namazda vasıtasız olarak doğrudan doğruya Rabbinin huzuruna çıkar, sadece O'na kulluk etme ve sadece O'ndan yardım isteme fırsatı bulur.
Mü’minler de günde beş vakit namazını dikkatle ve huşu içerisinde kılacak olursa, o namaz onun için bir Miraç olur ve kul onunla Hakk'a yol bulur.
Şaban ayı üç ayların ikincisidir. Şaban ayının en önemli özelliklerinden birisi Berat gecesinin bu ayın on beşinci gecesi olmasıdır.
Berat gecesi; meleklerin inmesi, duaların geri çevrilmeyip kabul olunması gibi birçok lütuf barındırmaktadır.
Berat Kandili; günahlardan kurtulmak, manen temize çıkmak, ilâhî affa ulaşmak için Hz. Allah’ın biz Müslümanlara lütfettiği kıymetli bir zaman dilimidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Şaban ayının 15. gecesi olduğunda o geceyi ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece güneşin batışından fecre kadar (olan sürede) dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve ‘Tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim! Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim! Şifa isteyen yok mu, şifa vereyim! Başka isteği olan yok mu, ona da istediğini vereyim, buyurur.”
Üç ayların sonuncusu Ramazan ayıdır: Ramazan ayı İçin Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur…"
Ve Yüce Allah Buyuruyor:
“ Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. ” (Bakara, 185 )
“Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş İçin iner de iner.
O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” ( Kadir, 1-5 )
Özellikle bu ay ve gecelerde geçmişteki hata ve günahlarımızdan pişman bir şekilde “Af ve Merhamet” sahibi Rabbimize gönülden yalvararak “tövbe ve istiğfar”da bulunmalıyız.
İnsanın günahlarından temizlenmesi için Üç Ayları bir fırsat bilmeliyiz.
Özellikle bu ay ve gecelerde geçmişteki hata ve günahlarımızdan pişman bir şekilde “Af ve Merhamet” sahibi Rabbimize gönülden yalvararak “tövbe ve istiğfar”da bulunmalıyız.
İnsanın günahlarından temizlenmesi için Üç Aylar bir fırsattır. Unutulmamalıdır ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa kıyamet gününde Allah’ın huzuruna dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır.