Her nefis bir gün ölümü tadacaktır.
Amenna, unutsa da, bir müddet ölümsüz gibi yaşasa da, ‘ibret’ vesikası olarak karşılaşılan dünya yaşanmışlıklarından ders alamasak da nefis özüne yani toprağa bir gün dönecektir.
Klavyenin başında yine bir seçim sohbetine başlayacaktım ki, Yozgatlı hemşehrimiz, eski milletvekili Dr. Mahmut Orhan’ın vefat haberini aldım.
Şahsen tanımıyorum, hatta bir yakının vesilesi ile fotoğrafından gördüm.
Allah mekanını cennet eylesin, rahmet diliyorum.
Bir siyasetçinin üstelik üç dönem milletvekilliği yapmış doktor bir siyasetçinin vefatı derin düşüncelere sevk etti bir anda.
Bir yanda yarış içinde olan, kıyasıya, canhıraş mücadele veren siyasi kişilikler,
Bir yanda son nefesle tüm saltanatı, yarışları, makamı, vip imkanları, sayın vekil iltifatlarını, doktorluk unvanını geride bırakan siyasetçi.
Siyasi partiler gibi siyasetçiler de bir gün olmaya biliyor.
Siyasi partilerin yokluğu gibi siyasetçiler de yoklukları ile unutuluyor, yerinde esen yeller yenilerini getiriyor. Ve bu döngü kıyamete kadar değişmeden devam edecek.
Milletvekili Mahmut Orhan da varlık ve yokluk dünyasında kendisine ayrılan bölümde rolünü oynadı ve gitti.
Ne getirdi ne götürdü?
Ve bizler, aktif siyasetçiler ne getirdiler, ne götürecekler?
Koltuk mudur, makam mıdır, unvan mıdır asıl olan!
Hz. Ömer misali ‘Ölüm var ya Ömer’ hatırlatması hangi kalbe dokunuyor?
Bir an durmak, düşünmek, sessizlik içinde ‘ben ne yapıyorum’ diye bilmek zor mu?
Pek çok siyasetçinin ‘siyasetten önce’ ve ‘siyasetten sonra’ diye ikiye ayrılan hayatlarını bilen bir gazeteci olarak konuşmak istiyorum bugün.
Siyasetten sonra ne değişti?
Yarışı kazanmak uğruna kaç yalan söyledik vaat türünden?
Kaç yemin sebepsiz yere sarf edildi?
Ya da kaç yanlış karar siyaseten doğrular sınıfına terfi etti?
Siyasi yarış uğruna verilen tavizler siyasetçinin karakterinde, ruhunda, iç dünyasında, değer yargılarında neleri getirdi neleri götürü?
Siyasetin ‘ye kürküm ye’ hesabından var olan büyülü dünyasını hayal ediyorum bir de bugün TBMM’de ay yıldızlı tabutla yolcu edilecek nefsin son durağındaki siyasetçiyi.
Amacım iç karartmak değil, bilakis bir ışık, ya da bir mum yakabilmek.
Dün Yozgat siyaseti hiç bu kadar karışmamıştı, derken aslında siyasetin değil siyasetle birlikte değişen karakterlerin durumunu tahlil etmeye çalışmıştım.
Lakin meslek hayatımda, bu tür konularda muhatapların çok da üstüne almadığını gördüm.
Ben değil, o diyerek okurlar bu tür kelamları.
Bugün son yolculuğuna uğurlanacak eski milletvekili Dr. Mahmut Orhan’a bir kere daha Allah’tan rahmet, kederli ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Bugün dilim döndüğünce fani dünyada makamların, unvanların, servetin bizimle gelmeyeceği gerçeğini hatırlatmak istedim.
Bunu yaparken ayna karşımda önce kendimi görmeye çalıştığımı da bilmenizi istiyorum.
Siyaseten insan kimi zaman yanlı ve yanlış karar verebilir, o da insan olmanın fıtratından kaynaklı lakin önemli olan zaman zaman titreyip nerede yanlış yaptığını bilmektir.
Yanlışta ısrar edenler yüzünden bugün doğru bildiklerimiz yanlış, yanlışlar da doğrunun yanına geçmedi mi dostlar.