Türkiye dünyanın toprak bakımından en zengin ülkelerinden birisidir. Tarım ve hayvancılık açısından bölge ülkeleri arasında önemli bir yere sahiptir.Tarımsal üretimde ve özellikle de gıda maddesi üretiminde kendi kendine yetecek imkana sahip olan ender ülkelerden biriyiz.
Ülkemizde toprağın yüzde 16 sını çayır ve otlak alanları, yüzde 26 sını orman alanları, yüzde 35’ini tarım alanları oluşturur. Dikili tarım alanı (üretim yapılan alan) 40 milyon hektar civarındadır. Kısacası Anadolu tahıl ambarı konumundadır. Geniş ovaları, verimli toprağı, zengin bitki örtüsü ve sulanabilir arazisiyle zengin bir ülke konumundayız. Yer altı ve yer üstü zenginliğimiz ile dikkatleri daima üzerimize çekmişiz.
Şüphesiz ki, bir ülkenin kalkınmasında sanayi ve teknoloji önemli bir yer tutar. Ancak ekonomik dengenin sağlanabilmesi tarım ve hayvancılığın da geliştirilmesiyle mümkündür. Ülkemizin bir tarım ülkesi olması gerçeği bizi tarıma dayalı bir ekonomik modeli tercihe zorluyor. Tarım ürünlerinden vazgeçmek ekonomiyi sekteye uğratmak demektir.
İnsanoğlu yaratılışından günümüze hep toprakla haşır neşir olmuş, ekmeğini topraktan çıkarmıştır. Modern yaşam ve şehirleşme bizi teknolojiye ve sanayiye yönlendirmiş olsa da; topraktan, tarımdan vazgeçemeyiz. Tarım ve hayvancılık bizlerin en önemli geçim kaynağıdır.
Ülkemizin bir tarım ülkesi olması hasebiyle nüfusumuzun büyük bir çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla uğraşıp geçimini de tarım ve hayvancılıktan sağlamıştır. Sanayi ve teknolojinin gelişmesi işsizliği artırmaya başlamış, tarım ürünlerinden uzak kalışımız hayat pahalılığını teşvik etmiştir. Köylerin boşalması hem işsizliği artırmış hem de tarım arazilerinin çölleşmesini körüklemiştir.
Ülkemizde tarım ve hayvancılığın desteklenmesini ülke ekonomisi için oldukça önemli görüyoruz. Çünkü Türkiye bir tarım ülkesidir. Köylerin boşalması ve tarım alanlarının terk edilmesi üretimin azalmasına neden olmuştur. Bu durum hayat pahalılığını da teşvik etmektedir.
Bütün modern ülkelerde olduğu gibi hem sanayii ve teknolojide hem de tarımsal ürünlerin üretiminde ciddi ve somut politikalar uygulamak zorundayız. Köylerin boşalmasına seyirci kalamayız. Tarım alanlarının terk edilerek çölleşmesine müsade edemeyiz. Tarım ürünlerinin üretimi, hayvancılığın teşvik edilesi ekonomimiz için oldukça önemlidir.
Köy ve köy ürünlerinin üretimi desteklenip teşvik edilmelidir. Köye dönüş projeleri başlatılmalıdır. Modern köy çiftlikleri kurularak örnek köy uygulamaları başlatılmalıdır. Köy ve kasabaları kalkındırıp şehirlere yapılan hizmetleri buralara taşırsak, köylere olan ilgi ve cazibeyi de artırmış oluruz. Özellikle insanların emeklilik dönemlerini rahat ve huzurlu bir köy ortamında geçirmelerini sağlayabiliriz.
Doğal ve Organik köy ürünleri yetiştirmek ve tüketmek sağlık bakımından da faydalıdır. Tarım ve hayvancılık teşvik edilerek modern bir köy yaşamı oluşturmak şehirde sıkışıp kalan ve bunalan insanları da mutlu etmek demektir. Bu uygulamayı kalkınmış modern ülkelerde görüyoruz. Sözün özü bir tarım memleketi olan ülkemizde köylünün tükenişine ve tarımın yok olmasına seyirci kalamayız. Köylü (kalkınmanın ve) milletin efendisidir sözüne bağlı kalmalıyız...