Tost mu!!!

Yozgat’ta Tost uygulamasında 5 bin kişinin saadet zinciri dolandırıcılığıyla 25 milyon dolar kaptırdığı iddia edilmiş. 25 milyon dolar mı!!! Şaka gibi, yok artık... Önce üzülmüştüm, ama şimdi hiç üzülmüyorum, çok kızıyorum. Tosun Bank’tan ders almamış, çarşaf çarşaf manşetlere, haberlere çıkan bu saadet zincirine hâlâ inananların olması trajikomik. “Haram para” diyenler, evet haklılar; ama bunun hesabını bizlere değil, Allah’a verecekler. Beni ilgilendiren, şaşırtan kısmı başka... Çok büyük meblağların döndüğü bu zincire evini, arsasını, traktörünü, arabasını satıp girenler var. Geçen arkadaşım diyor ki: “Borç istesem vermezler, ama tanımadıkları bilmedikleri bir havuza para yatırıyorlar.” Haklı mı? Çok haklı. İnsanları zorlayan, üye yaptıkça para kazanan kişilere şimdi kimse ulaşamıyormuş. Ne âlâ memleket! Memlekette istihdam yok diye avaz avaz bağırırken, 25 milyon dolar batıran koca bir memleketiz. “Gelin fabrika açın” demiyoruz kimseye. En azından taşın altına elinizi koyun, destek olun, memleket için bir şeyler yapın. Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir... Memleket için toplansaydı bu paralar, bambaşka bir şehir olurduk. Arkadaşımın dediği gibi, borç istesek ya da “Memlekete şu yapılacak, biraz paraya ihtiyaç var” desek, “İnan yok ki” derler, yeminler ederler, en parasız, en aç onlardır. Manevi yardımlardan bahsetmiyorum; bu gönül işidir, gönülden yapmak gerekir. Belki yapıyorlardır, ona bir şey diyemem. Ama konu memleket olunca herkes birbirinden bekler, kimsenin eli cebine gitmez. Acı ama gerçek bu. Kapısının önündeki taşı bile belediyeden bekler. Ama bilmediği, duymadığı bir saadet zincirine varını yoğunu yatırır. Halbuki bu saadet zincirleri hep patlamıştır, dolandırıcıdır; hâlâ akıllanmamış, ders çıkarmamışlardır. Buna rağmen ucunda para olunca, faizli para olunca gözlerini kırpmadan giderler. Sonra da “Mağdur olduk” deyip kurban rolüne yatarlar. Kimse kusura bakmasın, bu mağdurluk değil. Bu ne biliyor musunuz? Gözünü para hırsı büyümek, doyumsuzluk, açgözlülük... Ne zaman hırsınızın kurbanı olmaktan vazgeçeceksiniz, ne zaman doyacaksınız bilmiyorum. Ama ucunda para olan her şeyin peşinde koşuyorsunuz, helal haram demeden. Ama iş bir yere para vermeye gelince kimseyi bulamazsınız, verirken elleri titrer. Bu zincire para yatıranların çoğunu tanıyorum. Hepimizi suya götürüp susuz getirecek kapasitede olan insanlar... İnsanları dolandırmak çok kolay, çünkü bu dolandırıcılar insanları çok iyi tanıyorlar. Biliyorlar ki, faizli paraya, katlanan paraya, verdikçe veren, kazandırdıkça kazandıran her şeyin tutsağıyız, bağımlısıyız. O dolandırıcılar da bunu çok iyi biliyor, en hassas yerlerinden yakalıyorlar. İnsanların hoşuna gidiyor, paralarını katlıyor, katladıkça daha çok yatırıyorlar; sonra “gümm” dibe batıyoruz. Ne ahlak kaldı ne haya, herkes kendi derdinde. O batmış, bu yanmış, kimsenin umrunda değil. Dertleri üye yapıp para kazanmak... En yakınını, eşini, dostunu batıranlar var, umurlarında değil. “Ben kefilim, güvenceniz benim” deyip ortalıkta gezenler var. Sen neye, kime güveniyorsun ablacım? Onlar da kanmasaymış, inanmasaymış ayrı mesele. Aslında hiç üzülmedim; üzüldüğüm tek şey, güzel memleketim yine kadersiz, yine yalnız. Bunu Tost uygulamasında dolandırılanlar iliklerimize kadar hissettirdiler, sağ olsunlar.