Trafik Kazaları ve Öfkemizi Kontrol Edebilmek ?

İnsanımızda çekişme, tartışma dövüşme ve kavgalar arttı. En ufak bir konuda saldırgan hale geldik. Birbirimizi kırıyoruz, işi düşmanlığa dönüştürüp, yıkıp yakıyoruz. Hatta ölüm ve yaralanmalara sebep oluyoruz. Kalp kırmışız, gönül yıkmışız, adam öldürmüşüz umurumuzda değil. Bize ne oldu Allah aşkına kardeş toplumu olmaktan çıktık? Kimse kusura bakmasın da biz İslam toplumu olmaktan uzaklaşıyoruz. Kardeş hakkı, kul hakkı umurumuzda değil!..

Kavgalar, gürültüler, çekişmeler, kırgınlık ve küskünlükler almış başını gidiyor. En basit bir konuda başımıza baltalar kazmalar sopalar iniyor. O yetmedi silah çekip katil oluyoruz ! Allah Allah ne kadar kolay Allah’ın verdiği canı alıp katil olmak. Ne kadar kolay kalp kırmak kardeşini düşman ilan etmek? Bize bu reva mı? Bizi yaratan Allah böyle mi buyurmuş? Nedir bu başkalaşım nedir bu ihanet ve düşmanlık?..

Bilen varsa beri gelsin. Allah’ın emrini, önderimiz bildiğimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) hayatını buyruklarını unutmuşsa benziyoruz. Ya da bizim için hiç önemi yok öyle mi? Dövdüğün, vurduğun, kırdığın incittiğin- yaraladığın ve öldürdüğün kardeşin be yahu; dur hele bi Allah dan kork kuldan utan !..

Öfke kontrolümüz yok, sabrımız yok, hoşgörümüz yok, kul hakkını gözümüz görmüyor, Allah’ın buyruklarını unutup işi dövüşe kavgaya çekişmeye döktük. Rabbim beterinden saklasın. Günlük hayatın her alanında bu kavgayı çekişmeyi yaşar hale geldik. Yazık ki çok yazık.

Hele hele trafikte: Aşırı hız yapıyoruz, kuralları çiğniyoruz, hakkı hukuku hiçe sayıyoruz sonrada birbirimizle kavgaya tutuşuyoruz. Araç kullanmayı bilmiyoruz ama kavga etmeyi çok iyi biliyoruz? Kadın kız yaşlı genç çoluk çocuk demeden gözümüzü kan bürümüş gibi kardeşimize- komşumuza saldırıyoruz. Sonunu düşünen yok; hesap kitap diyen yok!.. Biz nereye gidiyoruz Allah aşkına?..

Ailelerde huzur kalmadı, aileler dağılıyor; anne baba birbirine düşman kesiliyor, aldatma ve ihanet arttı çocuklar perim perişan mutlu aile yuvası diye bir kurumumuz kalmadı. Başkalaşım geçiriyoruz, bunalım yaşıyoruz. Bizim tedaviye ihtiyacımız var. Bizim kendimize, insanlığımıza kardeşliğimize dönmeye ihtiyacımız var. Amirinane tabirle iş çığırından çıktı!..

Yok gardaş biz bu değildik, biz bu değiliz. Biz Türk ve Müslüman toplumuyuz, kardeşiz anne bana ve aynı ülkenin yurttaşıyız. Yüce Allah’ın da kuluyuz. Haklarımız eşit aynı ülkede huzur ve güvenle yaşamaya ihtiyacımız var. Sonumuzda belli yüce bir hesap ve mahkeme var. Bunları unutup her şeyi yıkıp yok etme hakkına sahip değiliz. Senin de benim de onun da yaşama hakkı var...

Gidiş ve dönüş belli olduğuna göre biz yanlış yapıyor Şeytanın tuzağına düşüyoruz. Mutlu yaşamak kardeşçe kucaklaşmak ve dünyamızı cennete dönüştürmek elimizde. Biz buna mecburuz. Kardeş olmak kucaklaşmak çok mu zor? Hayır çok kolay!

Kimliğimizi kaybettik, Türk ve Müslüman toplumu olma özelliğimizi kaybediyoruz. Başkalaşıyoruz, ecnebi toplumlarını örnek alıyoruz, yaşantımız hayatımız dünyevileşti ve ecnebilere benzer oldu. İşte sıkıntı burda: Biz Müslüman Türk toplumu olmaktan uzaklaştıkça insanlığımızı kardeşliğimizi kaybediyoruz. Kimse kusura bakmasın biz yeniden Müslüman olmak ve Türk gibi Müslüman gibi yaşamak zorundayız. Yoksa mı? Yoksası belli; iki dünyamızı da yıkar mahvederiz; sadece bir mahluk olarak Yaşar gırtlağımıza kadar ulaşan kul hakkı ile Yüce huzura varırız. Sonuç ta belli: Eskilerin dediği gibi... Allah korusun!

Bu hayatı insan gibi kardeşçe yaşamak da elimizde; hayatı zehir edip iki dünyamızı da berbat etmek de... Kendimize gelelim Türk ve Müslüman kimliğimize sahip çıkalım. Gidişat hiç de hayrımıza değil; geriye dönüşü hayırda kardeşlikte yapalım? Muhabbet ve selamlarımla...