Türk Devletleri Teşkilatı Türk Dünyasının Umududur !

Türk Devletleri Teşkilatı ortak tarihe, ortak dile ve ortak kültüre dayanıyor. Sadece üye devletleri birbirine bağlayan ortak vizyon, karşılıklı çıkarlar veya entegrasyondan ibaret olmayıp bu teşkilat, ortak tarihimize, dilimize, kültürümüze ve geleneklerimize dayanıyor. TDT’ye üye devletler ve halklar arasındaki ilişkiler kardeşlik ilişkileridir. Ortak hedef: Küresel alanda bir güç birliği oluşturmaktır.

Türk dünyasının birliğine katkıda bulmak ve bu birliğe sadık kalmaya özen göstermek tüm Türk devlet başkanlarının görevidir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 14 Şubat’ta düzenlenen yemin töreninde ifade ettiği gibi, “Türk Devletleri Teşkilatı Türk devletleri arasında oluşturulan temel uluslararası bir kuruluştur, çünkü o bizim ailemizdir. Bizim başka bir ailemiz yok. Bizim ailemiz Türk dünyasıdır.”

2009 yılında Nahçıvan Anlaşması’nın imzalanmasıyla kurulan TDT, 14 yılı aşkın sürede siyasi, ekonomik, ulaştırma, enerji, kültür, eğitim, sağlık, dijital dönüşüm, turizm gibi çeşitli alanlarda işbirliği platformları oluşturmuşlardır.

Teşkilat çatısı altında Türk devletleri arasında ikili ve çok taraflı formatta işbirliği, düzenli ve sistemli bir şekilde sürdürülerek her geçen yıl güçlenmiş, güçlenmeye de devam edecektir.

Kardeş Türk devletlerinin daha sıkı şekilde bir araya gelerek dayanışmalarını güçlendirmeleri ve Türk dünyası olarak güç birliği yapmaları büyük önem arz ediyor. Her taraftan kuşatılan bölgemizde, ülkelerimizin güvenlik ve istikrarının güçlendirilmesi, jeopolitik çeşitlendirme ve dönüşüm tedbirlerinin ivedilikle hayata geçirilmesi gerekiyor.

Mevcut jeostratejik durum bu yönde gelişmeye uygun olup Türk devletleri arasındaki ilişkilerin niteliksel olarak yeni bir aşamaya geçmesi için uygun şartlar doğmuştur. Hazar Denizi, Karadeniz ve Akdeniz’i kapsayan coğrafyadaki güçlü varlığıyla jeostratejinin belirleyici unsuru olan Türk dünyasının, yeni küresel düzenin belirlenmesinde önemli bir role sahip olması 21. yüzyıl Türk ideolojisinin tarihi misyonudur.

“TDK’nın politikası Türk Devletleri Teşkilatını güçlendirmektir. Bu geniş bir coğrafya, büyük topraklar, büyük bir askeri güç, büyük bir ekonomidir, doğal kaynaklardır, ulaşım yollarıdır, genç nüfustur, artan bir nüfustur ve aynı soydan, köklerden gelen insanlardır. Bundan daha güçlü bir birliktelik olabilir mi? Tabii ki olamaz. Türk Devletleri Teşkilatının küresel alanda bir güç merkezi haline gelmesi için ortak çaba gösterilmelidir.

Türk devletleri arasında güvenlik ve savunma alanında karşılıklı yardımlaşmayı sağlayacak bir mekanizmanın oluşturulması gerekiyor.
Türk dünyası kalkınmaya ve istikrara hizmet eden barışçıl bir toplumdur.
Asya’yı Avrupa’ya bağlayan Orta Koridor üzerinde yer alan Türk devletlerinin ulaşım ve iletişim altyapılarının etkin bir şekilde geliştirilmesi, gümrük ve transit prosedürlerinin basitleştirilmesi ve birbirleriyle uyumlaştırılması, bölgenin ticaret ve transit potansiyelinin artmasına katkı sağlayacaktır.

Ekonomi, sanayi ve finans alanındaki işbirliği projelerinin kapsamlı bir şekilde gerçekleştirilmesi, Türk devletleri arasında mal ve hizmet dolaşımının kolaylaşmasını sağlayacağı gibi bölgemizin üretim ve ihracat kabiliyetini de artıracaktır.

Türk devletleri arasında bilgi, tecrübe ve teknoloji paylaşımı, gelişmiş sağlık fırsatlarının uygulanmasına imkan sağlayacak mekanizmaların kurulması yönünde somut adımların atılması önem arz etmektedir.

Türk kültür mirasının korunması ve tanıtılması, aynı zamanda bu mirasın uluslararası düzeyde tanıtılması yönünde ortak faaliyetlerin yürütülmesi ve ilgili uluslararası kuruluşlarda bu konuda ortak bir duruş sergilemek oldukça önemlidir. Devlet başkanlarının siyasi iradesi, TDT’nin güçlendirilmesine ve belirttiğim istikametlerde somut sonuçlara ulaşmaya yönelik faaliyetlerin hayata geçirilmesi gerekiyor.
Türk Devletleri ve Türk halkının ortak faaliyetleri sonucunda bu birlikteliğin güçlenmesi, Türk dünyasının dünyanın önde gelen güç merkezlerinden biri haline gelmesi oldukça önemlidir. Tüm Türk devletleri bu konuda ortak bir hedefte buluşmak zorundadır. Bu tüm Türk dünyasının arzusu ve umududur...