İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları karşısında, Türkiye'deki üniversitelerin sessizliği maalesef üzücü bir tablo oluşturuyor. Avrupa'da üniversiteler meydanları doldururken, Türkiye'deki üniversitelerde sadece 3-5 akademisyen ve az sayıda öğrenci bu miting ve yürüyüşlere katılıyor. Ancak, bu sessizlik içinde öne çıkan bir isim var: Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy.
Prof. Dr. Metin Aksoy, Gazze'ye destek için Selçuk Üniversitesi'nde her gün düzenlenen miting ve yürüyüşlere öğrencileriyle birlikte katılarak büyük bir destek gösterdi. Bu duruşu, diğer üniversitelerdeki akademisyenler ve öğrencilerin düşük katılımına rağmen, önemli bir fark yaratıyor. Metin Aksoy'un Gazze için sergilediği bu kararlı tavır, aslında onun akademik ve toplumsal meselelerdeki ilk duyarlı duruşu değil.
Akademisyenlerin Sözde “Barış Bildirisi’ne” Karşı Duruş
2016 yılının başında, ülkemizde terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen operasyonları eleştiren ve devleti suçlayarak toplumsal çatışmayı körükleyen “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin” yayımladığı bildiri, akademik camiada ve ülkemizde büyük tartışmalara neden olmuştu. Bu dönemde, FETÖ mensupları üniversitelerde etkin bir şekilde faaliyet gösteriyor ve hükümete karşı yapılan her türlü bildiriyi desteklerken, devletin yanında olan çalışmalara ve bildiriler karşı duruyorlardı. İşte tam bu noktada, Prof. Dr. Metin Aksoy’un öncülük ettiği bir grup cesur öğretim üyesi, devletimize destek vermek amacıyla “Akademisyenler Teröre Karşı Bildirisi’ni” yayımladı. Bu bildiri, teröre karşı duruşun ve devletimizin yanında olmanın önemli bir sembolü oldu.
Bu bildirinin yayımlandığı dönemde, FETÖ’nün üniversitelerdeki güçlü varlığına rağmen Aksoy ve destekçileri mücadelelerinden vazgeçmediler. Nitekim FETÖ mensupları, hükümetin-devletin yanında olan bu tür çalışmalara karşı çıkarak, bu bildirinin de yayılmasını engellemeye çalıştılar. Buna rağmen, Prof. Dr. Metin Aksoy, devletimizin yanında durmaktan geri durmadı ve doğru bildiği yoldan sapmadı