Türkiye’ye bir Yozgat Modeli! Hayırlı olsun…

Türkiye’ye bir Yozgat Modeli! Hayırlı olsun…

     Allah göstermesin, bir savaş çıksa omuz omuza verip can vereceğimiz insanlar, barış zamanında yan yana gelemiyorsa, orada sistemsel bir kırılma var demektir.
     Yıllar önce mesleğe başladığımda öğrendiğim acı bir gerçek vardı: Kurumsal ayrılıklar, milletin sağlığından, eğitiminden, geleceğinden çalıyordu. 
Gösterişli makamlar arasında görünmeyen ama hissedilen bir soğuk savaş vardı. 
    Bürokrat, yerel yönetici, siyasetçi; bunların birbirinden ayrı dünyalarda olduğunu düşünün.
Kişisel egoların, bir türlü yere inmez duyguların neden olduğu ayrılıkları hesap edin.
    Bir de içine hepsine birden ‘tu kaka’ türünden çarşı her şeye karşı gazetecileri ekleyin.
Vay o milletin haline.
Yıllardır YÖK ayrı, Sağlık Bakanlığı ayrı dünyalarda yer aldı! 
    O ayrılıkların bedelini ise kim ödüyordu biliyor musunuz? 
    Acile giden vatandaş, tedavi bekleyen hasta, eğitimi eksik kalan tıp öğrencisi.
     Bu ülkede Hacettepe gibi köklü bir üniversite hastanesinin bile içler acısı halini bizzat görmek, ne yazık ki beni fazlasıyla şaşırttı, içimi yaktı. Oysa olması gereken buydu: Kurumlar el ele vermeli, sistem halkı gözetmeliydi. 
    İşte bu yüzden, geçtiğimiz günlerde Yozgat’ta imzalanan bir protokol, sadece bir belge değil, bir umut manifestosu oldu.
     Yozgat Valisi Sayın Mehmet Ali Özkan’ın öncülüğünde, Bozok Üniversitesi ile Yozgat Şehir Hastanesi arasında imzalanan “İşbirliği Protokolü”, Türkiye’de bir ilk olarak kayıtlara geçti. Evet, yanlış duymadınız: Türkiye’de bir ilk! Sağlık ve eğitimin el ele verdiği, makam sahiplerinin değil, halkın kazandığı bir iş birliği modeli bu.
     Bu model sayesinde, Yozgatlı hasta daha kaliteli sağlık hizmetine kavuşacak, tıp öğrencisi sahada daha güçlü yetişecek, doktor daha memnun çalışacak. 
Yani kazanan Yozgat,     kazanan Türkiye!
    Bu tarihi adımda emeği geçen herkese; başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na, milletvekillerimize, rektörümüze, sağlık yöneticilerimize yürekten teşekkür ediyorum.
    Yozgat, bir kez daha taşraya değil, merkeze örnek oldu. 
     Dilerim bu birliktelik modeli, “Yozgat Modeli” olarak ülkenin dört bir yanına yayılır.
    Yıllardır verdiğimiz mücadelelere rağmen yaşadığımız şehirde, ülkemizin başkentinde ya da herhangi bir yerinde ayrılıklar bitiyor mu?
Bu tür ayrılıklar bitti mi, biliyoruz ki dünya dönükçe bitmeyecek.
Kutuplaşmalar yaşanmıyor mu, eh, kısmen…
Bugün mesleğimize sıkı sıkıya sahip çıkıyor, kalem oynatırken kılı kırk yarıyorsak emin olun bu ayrılıklara ve neden olduğu yaralara müsaade etmemek için!
    Yani karşınızda bir savaşçı gazeteci var, ama savaşı ayrıştırmak, kutuplaştırmak asla olmadı olmayacak!
    Ayrılıkçı, ayrık otu ekmeye çalışanlarla savaşıyor olmamız, belki de bir tarafın gazetecisi, bir tarafın mensubu olmamız zaman zaman sancılara neden oluyor!
Olsun…