Bizim dinimiz helal ve meşru yollardan çalışıp kazanmayı emreder. Çalışıp çabalayıp kazandığımızı da israf etmekten ve lüzumsuz yere harcamaktan men eder. Onun için israf haramdır diyoruz.
İsrafın haram olduğunu gayet açık bir şekilde bildiren ayetin sonundaki "Çünkü Allah israf edenleri sevmez" sözü tüm insanlar için önemli bir uyarı niteliğindedir. Ebetteki hiç kimse Allahın sevmediği insanlardan biri olmayı istemez !..
Kur'anı Kerim'de Yüce Allah'ın rahmetine mazhar olan iyi kulların yaşayış tarzının bu yolu takip edenler olduğu şöyle ifade ediliyor: “Onlar ki (Mallarını) harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimrilik yaparlar, ikisi arasında orta bir yol tutarlar."
Kazancını saçıp savuran, geliri ile giderini düzgünce ayarlamayan,kazancından fazla harcayan bir kimse, arzu ettiği hayat seviyesine ulaşamaz, mutlu da olamaz. Böyle bir ailede huzur da olmaz. Paramızı , servetimizi, kendi ihtiyacımız ve toplumun yararı için kullanmak durumundayız. Bunu yaparken de saçıp savunmaktan ve israftan kaçınmak gerekir.
Ülkemizde temel gıda maddesi olan ve çöplere atılan ekmek israfının ulaştığı boyutu gösteriyor. Çöpe atılan o ekmek değil, çalışan insanın, emeği, alın teri ve göz nurudur.
Tabağa yiyebileceğimizden fazlasını koyup kalan kısmını çöpe atmak, ihtiyacından fazla lamba yakmak, suyu açıp boşa akıtmak israf değil midir? Hiç birimizin bunları ölçüsüzce kullanmaya hakkı yoktur. Çünkü bunda fakirin fukaranın da hakkı vardır. Bütün bunlara ihtiyacı olan aç, yoksul ve susuz insanların hakkı olduğunu unutmayalım.
Yüce Allah, cimrilikten sakınmamızı emretmiş ve daima ölçülü olmamızı, yaşayışımızda orta ve makul bir yol takip etmemizi emreder.
Yediğimiz, içtiğimiz ve kullandığımız her şeyde ölçülü olmak, israftan kaçınmak, tutumlu olmak zorunda olduğumuzu unutmayalım.
Çoğumuzun önemsiz ve basit gördüğü şu sigara illeti paramızı, alın terimizi, zamanımızı kül edip savurmaktadır. Gençlik hevesiyle başladığımız bu alışkanlık bizi mezara kadar takip ediyor ve
Sağlığımızı da tehdit ediyor. Sığara illetini kullanmaya devam eden tiryaki kardeşlerimiz de bunun israf ve haram olduğunu bilmelidir. Alkol kullanımına gelince haram olmanın yanında sağlığımızı ve aile düzenimizi yok eden kötü- rezil bir alışkanlıktır.
Bütün bunlarla birlikte zamanı boşa geçirmek de bir israftır. Bir takım insanlarımızın devletin malını israf etmeleri, zamanlarını boşu boşuna öldürmeleri israf değil de nedir? Bu kamu hakkı olup affı da yoktur.
Hayatlarını boş yere tüketenler, kahvehanelerde zamanlarını öldürenler, çalışmayarak Allahın verdiği ömrü beyhude geçirenler israf ettikleri zamanın, ömrün hesabını nasıl vereceklerini düşünüyorlar?..
Çalışan insanlara: “ Çalışma kardeşim yeter artık kazancını ye!..” diyen mantıksız düşünceye ne demeli? Bunlar, dinimizin topluma hizmet için koyduğu prensiplere ters düşen ifadelerdir. Toplum için çalışmaktan daha kutsal olan nedir ki?
Bu hususta Peygamberimiz şöyle buyuruyor; " Kıyamet gününde insan dört şeyden sorguya çekilmedikçe Allah'ın huzurundan ayrılmayacaktır: Ömrünü nerede geçirdiğinden, vücudunu nerede yıprattığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, bilgisi ile nasıl amel ettiğinden..."
Boşa harcadığımız ve israf ettiğimiz o kadar çok şey var ki; bunları düşünmek bile bize üzüntü veriyor. Ancak bir atasözümüz geleceğimize ışık tutuyor: " Zararın neresinden dönülürse kardır!"
Aynen öyle değil mi; ziyan ettiğimiz zamanın, ziyan ettiğimiz emeğin, çöpe attığımız ekmeğin, boşa harcadığımız ömrün hesabını vermek düşüncesiyle kendimize gelme, uyanma ve insanlığa hizmet için çalışıp hayırda yarışma zamandır. Üç günlük ömrü israf etmeyelim ne dersiniz... Dünya boş ver hayatını yaşa dünyası mıdır? Eğer böyle düşünüyorsak boşa geçen bir ömür tüketiyoruz demektir ki: bu yüzle Yaratanın huzuruna varamayız.