Ülkeye İhanet Edenleri Asla Affetmiyoruz!

Vatan Sevgisi imandandır, vatana ihanet hainliktir. Hainliğin cezası da ölümdür. İhaneti ve vatan hainliğini kim mübah görür desteklerse bilin ki o da hainlerden yanadır!..

İhanet’, sözlükte hainlik, hıyanet, nankörlük, emanete ihanet etmek; ahde vefasızlık, ahdi gizlice bozarak hakka aykırı davranmak anlamlarına gelir. Ülkesine ihanet eden kimseye ‘hain’ denir. İhanet: birisine kendisini güvenilir tanıttıktan sonra, o güveni bozarak, halka ve hakka karşı aykırı iş yapmak demektir.

İhanet, İslâm ahlâkında münafıklık alameti olarak görülmüş ve haram kabul edilmiştir. Çünkü Müslüman, herkesin malı, canı ve namusu konusunda kendisinden güvende- emin olduğu insandır. Emanet ve ihanet malda olduğu gibi sözde de olur.

Kendisine akıl nimeti verilmiş olan insanda vatanına sahip olma, kendi vatanında bağımsız ve hür bir şekilde yaşama duygusunun olması en doğal hakkıdır. Dinimiz İslam vatan sevgisine işaret ederek onu iman ile bağdaştırmış ve vatan sevgisinin imandan olduğu ifade etmiştir. Zira vatansız, ya da vatanında başkanlarına bağımlı bir şekilde yaşamaya çalışmak esarettir, köleliktir.

Kölelikle dini, imanı, mukaddesatı ayakta tutmak da mümkün değildir. Aslolan kendi vatanında hür ve bağımsız olarak yaşamaktır. Bu manada vatan müdafaası esnasında şehit olmak ya da gazi olmak şereftir, şandır. Şehitlik ise Peygamberden sonra en üstün makam olarak telakki edilmiştir.

Bir insan Allah-u Teâlâ'ya, Allah-u Teâlâ'nın dinine ihânet ettiği zaman; Müslümanları kâfire peşkeş çekmek istediği zaman; artık ondan her şey beklenir. Bunu yapan her şeyi yapar. Vatanmış, milletmiş, davaymış bu gibiler için artık söz konusu değildir. Biz bunlara "Vatan hâini, sahte kahramanlar" diyoruz:

Kur’anın İfadesiyle:
"Onlar düşmandırlar, onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın. Allah kahretsin onları! Hakk'tan nasıl yüz çevriliyorlar?"

İhanetin zıddı: “Emanet’tir.Allah Teâlâ, hıyaneti men ederek şöyle buyurmuştur: “Kendilerine hainlik edenleri savunma; zira Allah, daima hainlik yapıp günah işleyen insanı sevmez! (Kötü fiillerini) insanlardan gizliyorlar da Allah’tan gizlemiyorlar. Oysa geceleyin O’nun istemediği şeyi kurarlarken O, onlarla beraberdir. Allah, onların yaptığı her şeyi kuşatmıştır. (Hiçbir şeyi O’ndan gizleyemezler.”

“Allah ve Resûlüne karşı savaşan ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri ya asılmaları yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu onların dünyada çekecekleri rezilliktir, âhirette ise onlara büyük bir azap vardır.” (Maide Suresi Ayet: 5/33)

"Eğer müminlerden iki topluluk birbirleriyle savaşırlarsa, onların aralarını bulun. Buna rağmen biri öbürüne saldırırsa, bu saldıran tarafla, Allah’ın emrine dönünceye kadar siz de savaşın. Döndüğü takdirde aralarını hakkaniyetle düzeltin ve hep âdil olun, çünkü Allah âdil davrananları sever." (Hucurât Suresi: 49/9).

Küfürden yana olup din ve vatanın aleyhine çalışanın kim olduğunu yine Cenâb-ı Hakk öğretiyor. "Ey iman edenler! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin. Allah'ın aleyhinize apaçık ferman vermesini mi istersiniz?" (Nisâ: 144) Cinsi ne olursa olsun küfür, İslâm'a göre tek bir millettir. Müminlerin dostu ise ancak müminlerdir.

"Sen onların dinlerine uymadıkça ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar aslâ senden hoşnut olmazlar." (Bakara: 120) Oldular mı? Hayır! Ne yapıldıysa kâfiri memnun etme adına yine de yetmedi, yetmez! Memnun olmazlar, olmayacaklardır.