Ulusal Egemenlik 100  Yaşında

"Her şeyi gençliğe bırakacağız,o gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır;istikbal ümüdinin parlak çiçekleri onlardır."Atatürk

"Toplumda en yüksek özgürlüğün,en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması,ancak tam anlamıyla millî egemenliğin kurulmuş olmasına baağlıdır. Bu nedenle özgürlüğün de,eşitliğin de, adaletinde dayanak noktası millî egemenliktir." ATATÜRK

Millî sınırlarımız içinde, millet egemenliğine dayalı, bağımsız ve çağdaş bir devlet olarak varlığımızı sürdürmek için " Özgürlük ve bağımsızlık benim karakteridir.Kuvvet birdir ve o,milletindir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir " diyen Atatürk, Türkiye Cumhuriyetinin temel ilkelerine ve kuruluş felsefesine vurgular yapmıştır.

"Ulusal güçleri etken ve ulusal iradeyi egemen kılmakmak esastır" ilkesi ve"Ya bağımsızlık ya ölüm" parolası ile 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak, Kurtuluş Savaşı'nı başlatan Mustafa Kemal ,21-22 Haziran 1919 gecesi yazdırdığı Amasya Genelgesi'nde "Yurdun bütünlüğü,ulusun bağımsızlığı tehlikededir...Ulusun bağımsızlığını yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır..." ifadesiyle, bağımsızlık bilincine ve ve bağımsızlığın ancak kendi gücümüzle sağlanacağına vurgu yaparak halka çağrıda bulunmuştur.

Tarihe altın sayfalarla yazılan Kurtuluş Savaşımızın ve çağdaş temel ilkeler üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyet'nin baş yapıtı, temel kaynak eseri Söylev'de(1919-1927) Gazi Mustafa Kemal Atatürk şunları ifade etmiştir:

"... Tek karar vardı.O da Ulus egemenligine dayanan,tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak.

İşte İstanbulda'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar,bu karar olmuştur. Bu kararın dayandığı en sağlam düşünce ve mantık şu idi:Temel ilke,Türk Ulusu'nun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır.Bu ancak, tam bağımsız olmakla sağlanabilir."

"TBMM 'nin bütün programlarının dayanağı şu iki temel ilkededir:

Tam bağımsızlık,kayıtsız şartsız ulusal egemenlik. Birinci ilkenin açıklaması ulusal and "Mîsâk-ı Millî" dir. İkinci ve yaşamamız için gerekli olan ilkenin belirgin biçimi ise Anayasa,"Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'dur." 16 Ocak 1923; S.D.2.s.309

20 Ocak 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun temel maddelerinden birincisi,"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.İdare usulü,halkın mukadderatını,bizzat ve fiili olarak idare etmesi esasına dayanır." şeklinde ifade edilmiştir.

"Bütün dünya bilmelidr ki, artık bu devletin,bu ulusun başında hiçbir güç yoktur,hiçbir makam yoktur. Yalnız bir güç vardır. O da ulusal egemenliktir.Yalnız bir makam vardır. O da ulusun yüreği,vicdanı ve varlığıdır."1 Nisan 1923;S.D.1.s.313

"Bir işi zamansız yapmak, o işi başarısızlığa uğratmak olur. Her şeyi sırasında ve zamanında yapmalıdır. Ben ulusun vicdanında ve geleceğinde sezdiğim büyük gelişme yeteneğini ,bir ulusal sır gibi vicdanımda taşıyarak yavaş yavaş bütün toplumumuza uygulamak zorundaydım" diyerek yola koyulan ve " 1919 Mayıs içinde Samsun'a çıktığımda elimde hiç bir kuvvet yoktu; yalnız Türk Milleti'nin asaletinden doğan ve benim vücudumu dolduran yüksek ve manevi kuvvet vardı. İşte ben bu millî kuvvete,bu Türk Milletine güvenerek işe başladım" diyen Mustafa Kemal, halkın temsilclerinden 23 Nisan 1920'de kurduğu TBMM ile birlikte " En büyük eserim " dediği ve çağdaş uygarlık projeleri temelinde kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYET'ini 29 Ekim 1923 'de ilan etmiştir.

"Egemenlik,hiçbir anlam,hiçbir şekil ve hiç bir renkte ve belirtide ortaklık kabul etmez."1822(Nutuk II.s.700

Türk ulusunun tarihi yüce değerlerini bütünleştiren yeni meclisin TBMM-TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ adı, tarihimizi,coğrafyamızı, milletimizi ve egemenliğimizi yücelterek ifade etmekteydi. Memalik-i Osmaniye ya da Osmanlı Devleti adı yerine TÜRKİYE (yabancılar zaten türkiye demekteydi), Meclisin sıradan bir meclis olmadığını ifade eden BÜYÜK, MİLLET sözcüğü ise millet meclisi , ulusun temsilcisi olduğunu göstermekteydi. Türkiye Cumhuriyeti'nin halkın egemenliğine dayalı, demokratik ve kurumsal bir devlet olduğunu bayraklaştırmaktaydı.

Atatürk, 31.01.1923 tarihinde İzmir'de halka şunları ifade etmiştir: "...Türk milleti yeni bir iman ve kesin bir millî kararlılıkla yeni bir devlet kurmuştur. Bu devletin istinat ettiği esaslar " istiklâli tam-Tam bağımsızlık" ve " Bilâkaydüşart Hakimiyeti Milliye-Kayıtsız Şartsız Millî Hakimiyet" den ibarettir. Söylev ve Demeçler,cilt 2,s.92

Konuşma kürsüsü fonunda EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR yazılı olan TBMM, 23 Nisan 1920'de açıldı ve "TBMM ulusaldır" diyen Gazi Mustafa Kemal başkan seçildi.

"Millî emeller,millî irade,yalnız bir kişinin düşünmesinden değil,bütün millet bireylerinin arzularının,emellerinin bileşkesinden ibarettir."1923(Atatürk'ün S.D.I.s.298

23 Nisan,çok yerinde ve anlamlı olarak Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak ilan edilmiştir.Dünyada çocuklara adanan ilk bayramdır. Çocuklar bir ülkenin geleceğidir.

"Seni çok özlüyoruz Atam. Yanımızda olmasan bile sen,Türk milletinin kalbinde yaşıyorsun.Bize emanet ettiğin Cumhuriyete sahip çıkabilmek için çok çalışyoruz."Aleyna karamehmetoğlu,Bakırköy,Anıtkabir Komutanlığı,Atatürk ve Çocuk,s.92

Atatürk,1922 yılında Lozan Komferansı'ndan önce , yabancı devlet adamlarına ve özellikle İngiltere temsilcisi General Harington'a karşı şu hususu açıkca belirtmiştir:

"Ulusal isteklerimiz sizce bilinmektedir.Ulusal topraklarımızın baştan başa düşmanlardan kurtulması ile ulusal sınırlarımız içinde SİYASET,MALİYE,İKTİSAT;ASKERLİK,ADALET VE KÜLTÜR YÖNLERİNDEN TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZ,ilke olarak kabul edilirse,görüşmelere başlamaya hazır olduğumuzu bildiririm."

Türkiye Cumhuriyet'nin kuruluşunda "Tam bağımsızlık "ve "Kayıtsız şartsız millî egemenlik " ilkesini esas alan Atatürk'ün evrenselliği, tarihe altın harflerle yazılmıştır.

Çağdaş ulusların benimsediği evrensel ilkelerin temelini oluşturan " Millİ Egemenlik ilkesi" Atatürk'ün evrenselliğini tarihe kaydetmiş ve doğumunun 100.yılında, dünya barışının korunmasında eğitim, bilim ve kültür işbirliğini geliştirmek ve bu yolla güvenliğin korunmasını sağlamak amacıyla kurulan UNECO kararı ile dünyada anılarak tescil edilmiştir:

"Uluslararası anlayış,iş birliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişilerin gelecek kuşaklar için örnek olacakları inancı ile,Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün. UNUSCO'nun üzerinde çalıştığı tüm alanlarda olağanüstü bir devrimci olduğunu göz önünde tutarak... 1981 yılında anılacağı..." ifadeleri yer almıştır.

Dünya devlet adamları ile bilim adamları ve şairlerinin ifadeleri bize ışık tutmakta:

"Bütün ünlüler arasında ATATÜRK,en büyüğüne naail oldu.Ulusunu çağlaştırma ünü..." Fransa Cumhurbaşkanı C.De Gaulle,23.101968

"O'nun bakışı ile aydınlandık..."Pakistan Millî şairi,İkbal

"Atatürk, dünyanın boyunduruk altına alınmış(esir edilmiş) bir kıtasındaki uluslara hürriyet yolunu göstermiştir.Atatürk'ün kişiliği,Nil kıyılarından eski Çin sularına kadar efsane haline gelmiştir." Prof.Herbert Melzig, Kemal Atatürk,Frankfurt,1937,s.293

Ulusal Egemenlik 23 Nisan 1920 'de TBMM ile Cumhuriyetin temelinde yerini aldı. 2023'de yüzüncü yılına ulaştı. Bu ulusal onur ve kıvaç gününde kutlanan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, sonsuza dek kutlanacaktır.

Ulusal Egemenliğimizi sağlayan TBMM'nin açılmasının 100.yılında,gurur ve mutlulukla "ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMINI kutlayarak , ilkelerini ve eserlerini sonsuza dek yaşatacağımız Gazi Mustafa Kemal ATÜRK'ü özlemle,saygıyla ve minnetle selamlıyoruz.