Haydar Demirer’in girişimcilik hikâyesi, aynı zamanda sağlam finansal stratejilerle desteklenmiş profesyonel bir kalkınma planının örneği. Başlangıçta sınırlı sermayeyle küçük adımlarla yola çıkmış, pazar araştırmalarını yapmış, ürün geliştirme aşamasında müşteri geri bildirimlerini değerlendirmiş.
     Sonrasında, elde ettiği verilere dayanarak daha büyük yatırımlara yönelmiş. Marka tescilleri ve fikri mülkiyet haklarıyla ürün ve marka değerini koruma altına almış. Bugün 66 Yozgat ve Tavatır, fikri haklarıyla tescilli ve büyümeye hazır markalar olarak Yozgat ekonomisine değer katıyor.
Haydar Bey’in uluslararası pazarlara açılma vizyonu ise bu hikâyenin en heyecan verici kısımlarından
biri. 
     Yozgat’ın ürünlerini dünya raflarına taşımayı hedefliyor. “Bir gün Yozgat, sadece göç veren bir
şehir olarak değil, üreten ve markalaşan bir şehir olarak anılacak” diyor. Bu, sıradan bir hayal değil; 
    adım adım inşa edilen bir hedef. Şu anda Almanya ve Hollanda başta olmak üzere bazı Avrupa
ülkelerine yönelik ihracat planları üzerinde çalışıyor. Yozgat’ın lavanta kokuları, cehrilik lalesinden esinlenen parfümleri ve nohut kahvesi, yakında dünya pazarlarında yerini almaya hazırlanıyor.
     Haydar Bey’in girişimcilik modelinde beni en çok etkileyen unsurlardan biri, ekip çalışmasına verdiği
önem ve başarının paylaşılması konusundaki hassasiyeti oldu. Sohbetimiz sırasında, başarı hikâyesini anlatırken sık sık şu ifadeyi kullandı: “Başarı, yalnızca benim ismimle anılmamalı. 
    Bu, birlikte üreten, birlikte büyüyen bir hikâye.”
Haydar Bey, 66 Yozgat çatısı altında çalışan herkesin emeğine duyduğu saygıyı ve şehre olan
bağlılığını sık sık vurguluyor. O, üretim sürecinde kadın girişimcileri ve genç sanatçıları destekleyen bir lider.
      Kadın girişimciler, el yapımı çantalar ve ahşap yakma sanatıyla hediyelikler üretirken; taş ustaları, cehrilik lalesinden esinlenen taş işçiliklerini modern tasarımlara dönüştürüyor. Bu kolektif
üretim süreci, sadece ürün çeşitliliğini artırmıyor; aynı zamanda sosyal kalkınmaya ve yerel istihdama
katkı sunuyor. 
     Haydar Bey’in girişimi, özellikle kadınlar ve gençler için önemli fırsatlar sunuyor.
Kadın üreticiler, hem ekonomik bağımsızlık kazanıyor hem de kültürel mirası gelecek kuşaklara
aktarmanın gururunu yaşıyor. Genç girişimciler içinse 66 Yozgat, girişimcilik vizyonunu somutlaştıran bir okul niteliğinde. Dijital pazarlamadan tasarıma kadar her aşamada gençlerin katkısı göze çarpıyor.
Haydar Demirer’in güçlü vizyonunun temel dayanaklarından biri, doğru kurgulanmış finansal stratejilerdir.
     Kademeli büyüme ve kontrollü risk yönetimi ile sermayeyi etkin kullanmayı başarmış, fikri mülkiyet haklarına yatırım yaparak uzun vadeli koruma sağlamış ve farklı gelir kaynakları
oluşturarak sürdürülebilir finansal yapı kurmuştur. Uluslararası pazarlara açılma stratejileri hız
kazanmış durumda.
     Yozgat’ın yerel ürünlerinin dünya pazarlarına taşınması, sadece ticari bir başarı olarak değil, Anadolu kültürünün globalleşmesi açısından da stratejik öneme sahip. 
     Kadınların
üretimde daha aktif olması, gençlerin sistemin içine dâhil edilmesi ve sürdürülebilir üretim politikaları, Haydar Demirer’in iş modelinin geleceğe dönük temel taşları arasında.
     Peki, sizce sıradaki hikâye kimin olacak? Önümüzdeki hafta, yine Yozgat’ta kendi hayallerinin peşinden koşmuş, azmiyle fark yaratmış başka bir girişimcinin yolculuğunu paylaşacağım. Belki de okuduklarınız, içinizde uzun süredir kıpırdayan o girişimci ruhu harekete geçirir. Kim bilir, bir gün bu satırlarda sizin emeğinizin, cesaretinizin ve başarınızın hikâyesini anlatırız. Yozgat’ın üreten elleri ve
büyüyen ekonomisinin bir parçası olmaya ne dersiniz?