Uzayan kol….

Merhum Abbas Sayar ‘Yozgat var Yozgatlı yok’ derken kastettiği neydi acaba!
Yozgat’ın boş sokaklarına mı dem vurdu, yoksa kalabalıklar arasında sahipsiz ve boş kalan sokaklara mı?
İğneyi mi batıralım yoksa çuvaldızı mı diye sorsam.
Her ikisi de münasip oluyor çoğu zaman dünyamıza.
Uzayan kol bizden olsun mantığı kimine göre alalade bir durum, kimine göre ise olmazsa olmaz.
Uzayan kol bizden olsun mantığını Yozgat özelinde liyakat kavramını, insani vasıfları, duruşu ve niyeti hiçe sayarak birincil şart olarak koşarsanız beyhude bir durumun içinde bulursunuz kendinizi.
Yozgat sınırları dışında bir unsur ön plana çıkacaksa onun adı kesinlikle ve kesinlikle Yozgatlılık kavramı olmalıdır.
Maalesef,
Sosyal medyada verdiğimiz pozları,
Sosyal medyada ortaya koyduğumuz o şirin duruşu,
Sosyal medyada ortaya koyduğumuz kalem erbaplığını,
Sosyal medyada ortaya koyduğumuz memleket milliyetçiliğini, reele, gerçek dünya yaşamına yansıtmada eksik ve yetersiz kalıyoruz.
Yeter ki bizden olan, bu şehrin topraklarından yetişmiş, bu şehrin ehliyeti ile makam sahibi olmuş bir kişi gelmesin gündeme.
Uzayan kol bizden olsun mantığı, zihin altında ve duvarlar arkasında aynen şu minvalde hayat buluyor:
‘Ondan bir şey olmaz…’
Kimden ne olacağına pekala karar veren mekanizma zat-ı alilerinden ne olup olmayacağı noktasında bir karara varıyor mudur?
Onun da yorumunu siz yapın.
Merhamet üzerine kurulu insanlığımızın hakikatinden yoksun bir merhametsizlikle (özellikle) bizden olana bakma acımasızlığı çıkıyor karşımıza.
Gururu paylaşmakta olabildiğince ketum ve pintiyiz.
Gururu daha çok karşıdakini canlı canlı gömmekte kullanıyor, hiç ediyoruz hem insanlığımızı hem de Yozgatlılık kavramını.
Sırf dünya görüşü (aynı partide olmasına rağmen) uymadığı için görevden alınması için hemşerisinin makamına dinamit koyan büyüklerimiz oldu bu şehirde,
Ve sırf Yozgatlı olmasın da kim olursa olsun mantığı ile kendinden olanı yok sayma, hiç pozisyonuna düşürme gafletinden çıkamıyoruz pek çok zaman.
Ondan bir şey olmaz, bizden bir şey olmaz mantıksızlığı ile uzayan kollarımızı, dallarımızı kesmedik mi?
Yozgat gibi ilişkilerin bu denli samimiyet (!) karinesi ile işlediği bir şehirde böylesine tezat bir mantık nasıl olursa hayatımızın tam ortasına büyük bir kaya parçası gibi oturur?
Uzayan kol bizden olsun mantığı gurbette işletebildiğimiz kadar güçlü ve etkiniz.
Her ne kadar bu durumun farkına gücü kaybettikçe varsak da Yozgatlı’yı Yozgat’ta yok eden zihniyet işte tam da bu zihniyet.
Bırakın abi uzayan kol bizden, içimizden, bu toprağın çocuklarından olsun.
O kollar kesilirse yarın gölgesinde solunacak bir dal bulamaz hale geleceğiz.