Türkiye'nin ilk "Kelime Müzesi", Türkçe kelimelerin, atasözlerinin ve deyimlerinin anlamlarını halka aktarmak amacıyla kurulmuş olup, ziyaretçilere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Türkçe kelimelerin, atasözlerin ve deyimlerin anlamını somutlaştırarak sanat eserine dönüştüren ve kelimelerin anlamlarını 7’den 70’e tüm vatandaşlara anlatmayı hedefleyen ‘Kelime Müzesi’ ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Anadolu Medeniyetler Müzesi karşısında yer alan müzenin taş binası, önceki yıllarda tiftik üretimi, halı ve kilim üretim ve depo olarak kullanıldı. Daha sonra ise restore edilen 4 katlı taş bina, 26 Eylül 2022 Dil Bayramı’nda kapılarını ziyaretçilere açtı.
Kelime müzesi Kelime dağarcığını geliştiriyor
Türkçe’ye ne kadar hakim olunduğuna dair bireyin kendine özeleştiri yapması gerektiğini dile getiren Kerem Çufalar,
“Bizim dilimizde binlerce kelimemiz var. Bunların her biri de birbirinden farklı, her biri birbiriyle bağlantılı bir noktada. Bunları biliyor muyuz, bilmiyor muyuz aslında Kelime Müzesi biraz bunla bizi karşılaştıran bir müze. Ziyaretçiler buraya geldiklerinde birçok kelimenin somutlaşmış halini görüyorlar ve bunları sanat eserleri ile görüyorlar. Dolayısıyla hem bildikleri kelimelerin bazılarını yanlış bildiklerini görüyorlar hem bilmedikleri kelimeleri öğreniyorlar. Dolayısıyla kelime dağarcığını genişletmek için birebir diyebiliriz” dedi.
Öte yandan Çufalar, dünyada Türkçe’nin dışında herhangi bir dilin kendisine ait bir müzesi olmadığını ancak diller topluluğunun müzeleri olduğunu ifade etti.
"Türk sanatçılarla çalıştık"
Kelime Müzesi’nin kelimeleri sanat eserleriyle somutlaştırarak anlattığını söyleyen Çufalar,
“Bunu da hem dünyadan hem de Türkiye’den birçok farklı sanatçıyla çalışarak yaptı. Örneğin müzemizde bir Atatürk modellemesi var. Bu dünya üzerindeki en net ve gerçeğe en yakın dijital Atatürk modellemesi. O köşeyi İranlı Hadi Karemi isminde bir sanatçıyla çalıştık ve bu kalitede dünyada birkaç kişi yapabiliyor bu işi. Orada genellikle Atatürk’ün Türkçeye kazandırdığı kelimelerden bahsediyoruz. Örneğin üzüm ve incir kelimelerini anlattığımız eserler var. Onlar Mısır’dan geldi. Sırça kelimesini anlattığımız bir eser var, Amerika’dan geldi. Ancak bunun dışında da ağırlıklı olarak Türk sanatçılarla çalışmaya özen gösterdik” şeklinde konuştu.
"Türkiye'deki çoğu müzeyi gezdik"
Çufalar, Kelime Müzesi’nin ziyaretçileriyle buluşmadan önce yaklaşık 1 buçuk yıllık hazırlık sürecinden geçtiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
“Hem buranın restorasyonu hem de buranın içerikleri hazırlandı. Bu süreçte Türkiye’deki tüm müzeleri gezdik diyebilirim. Işıklandırma nasıl yapılmış, kelimeler nasıl anlatılmış ve bir müze haline nasıl dönüştürülmüş şeklinde araştırdık. Aslında biz de onların paralelinde Kelime Müzesi’ni hazırladık. Burada kelimeleri somutlaştırmaya çalışıyoruz. Kerevet kelimesini biliyoruz ama kerevetin üzerine oturulacak bir sedir, koltuk anlamına geldiğini bilmiyoruz. Biz üzerine oturduğumuz, kerevet yazan bir koltuk yaptık mesela. Bu şekilde kelimeleri somutlaştırmaya ve göz önünde tutmaya çalışıyoruz.”