Ünlü Türk denizcisi Hayreddin Paşa bir gün şöyle düşünür: “Nerede düşman varsa yola getirdik, artık biraz da rahatımıza bakalım!..”
Kaptan-ı derya Barbaros Hayreddin Paşa’nın hatıratında geçen şu hadise hepimiz için ibret vericidir:
Cezâyir’i ve çevresini fethettikten sonra, kendi kendime, “Elhamdülillah, Allahü teâlânın yardımı ile nerede düşman varsa yola getirdik, bize baş kaldıracak düşman bırakmadık. Gazâ yoluna da tekneleri göndererek boş bırakmadık. Artık biraz da kendi rahatımıza bakalım” dedim... O gece bir rüyâ gördüm. Nûr yüzlü bir zât dedi ki:
“Yâ Hayreddin! Yalan dünyada rahat olmaz. Rahat, Cennet-i a’lâda olur. Seferlere devam et! Sana müjdeler olsun ki, adanın fethi yakındır. Cenâb-ı Hakkın yardımı seninledir...”
Uyanınca, hatâmı anlayıp, tövbe ettim. Bahsedilen yer, Cezâyir’in yakınında bir ada olup, küffârın elinde idi. Kendi kendime, “Gördün mü evliyanın yüce himmetini. ‘Biraz da kendi rahatımıza bakalım’ sözümüzü beğenmediler. Elhamdülillah ki, bizi îkâz ettiler” dedim ve hemen hazırlıklara başladım...
Kâfirler o adanın savunmasını iyi yapıyorlardı.
Seferden önce bir gece, “Yâ Rabbî, adayı almamızı nasîb eyle” diye duâ edip yattım... O gece yine rüyâmda evliyadan zatlar göründüler ve, “Ey Hayreddin! Sen niyetini hâlis eyle! Adanın fethi yakındır” dediler.
Uyanınca, Rabbime şükrettim. Sonra, topları adaya karşı çevirip, teslim olmaları için haber gönderdim.
Fakat kabul etmediler.
Epey karşılıklı top atışı yaptık, kale bir türlü düşmüyordu... Bir gece sabaha kadar ibâdet edip yalvardım. Ağlayarak şöyle duâ ettim:
“Yâ İlâhel âlemîn! Şu kalenin fethini ben zayıf kuluna kolaylaştır. Nusret ve kuvvet verici sensin...”
Sonra da bir ara gaflet bastırdı. Uykuya daldığımda, yine nûr yüzlü bir ihtiyar:
“Ey Hayreddin! Her şeyin bir vakti, saati vardır. Filân gece, askerlerini teknelere doldur, filânca saat kalenin filân yerinden hücum edin! Hak teâlânın yardımı sizinledir” dedi...
Sabah olunca, teknelerin hepsini denize indirdim.
Gece olmasını bekledim. O saat gelince zifiri bir karanlık peydah oldu. Rahat bir şekilde, adaya çıkıp kaleyi fethettik...
Müslümanların işlerini kolaylaştıran, Cenâb-ı Hakka niyâzda bulundum. Secdeye kapanıp, “Yâ Rabbî! Yaptıklarımı kendimden bilmekten muhâfaza eyle! Ben sadece bir vasıtayım. Beni her zaman hayırlı işlere vesîle kıl! Her zaman İslâmı yaymakla meşgûl eyle” diye yalvardım...