Yangınlar Yüreğimizi Yakıp Kül Ediyor

Son günlerde devam eden orman yangınları hepimizi üzüyor. Ne yazık ki duyarsız, sorumsuz bir millet haline geldik. Uyarılara kimse aldırış etmiyor ve maalesef orman yangınları yüreğimizi yakıp
kül ediyor. Ormanla birlikte tüm canlılar yanıp kül oluyor. Buna sebep olmak vatan hainliğidir dersek yanlış ifade etmiş olmayız öyle değil mi? Orman yangınlarının bir çok nedeni olsa da en büyük nedeni insan ihmali olarak gözüküyor. Dikkatsizliğimiz ormanların yanıp kül olmasına sebep oluyor.

Keyfi yakanların yanı sıra piknik ateşini tam söndürmeyerek yangına sebep olanlar da fazla. Sığara izmariti, naylon poşet atıkları, şişe kırıkları da yangına sebep olabiliyor. Bunlar da bizim dikkatimize bağlı. Biz duyarlı olursak yangınların önünü almak mümkün olacaktır.

Ormanla birlikte tüm canlılar, meskenler, konutlarda yanıp kül oluyor. İzmir yangınında bir çok konutt yandı ve vatandaşlarımız perişan oldu. Allah dan korkmak lazım canlı cansız tüm insanlara zarar veriyoruz. Bunun vebalini kimse taşıyamaz. Bu bir vebal ve kul hakkıdır. Onun için diyoruz ki ihmal varsa; ihmali olan herkes cezalandırılmalıdır.

Bir de bilerek yakanlar var. Kimi otları yakmak , kimi anız yakmak, kimi de çöpleri yakmak maksadıyla ortalığı ateşe veriyor; sonrada bu ateşe müdahale edemiyor. Bu vebal değil mi şimdi? Bir keyfilik varsa yangının başlamasında bu kişiler vebal almaktadır onun için de hesabı sorulmalı cezası da ağır olmalıdır.

Gördük ki yangınla birlikte yüzlerce insanı meşgul ediyor enerjilerini boşa harcıyoruz. Karadan, havadan yüzlerce araç ve insan yangını söndürmek için seferber oluyor. Bunların vebali, alın teri yaralanması ve zarar görmesi de bir haktır. Buna sebep olanlar bu hakkı ödeyemezler, sorumluluktan da kurtulamaz.

Yangında bölge halkı da seferber oluyor, bu milletimizin duyarlılığını ve fedakarlığını gösteriyor. Elbette yardımcı olmak gerekiyor, sonuçta insanımız ve ülkemiz zarar görüyor. Bizim de bu zararı önlemek için seferber olmamız en doğal olanıdır. Seyirci kalmamız sorumsuzluk ve duyarsızlık olur. Her şeye rağmen orman yangınına karşı bizler de görevlilere destek olmalıyız.

Ancak bir ihtimal daha var: bu işi bilerek yapanlar da olabilir. Ülkeye zarar vermek ya da tarla - bahçe açmak amaçlı yangın çıkaranlarda vardır. Böyle bir amaç varsa bunların ağır bir şekilde cezalandırılması gerekir; bu ülkeye- bu millete ihanettir. Bunu yapanın katilden bir farkı yoktur.

Ne yazık ki devletin duyarlılığını ve çabasını hafife alan zevatlarda var. Halen devlet ne yapıyor diye devleti suçlayanlar öküz altında buzağı arayan hainlerdir. Bir günde üç beş yerde birden orman yangını başlıyor, devlet heryere ulaşmaya çalışıyor; görevliler kan ter içinde kalıyor. Halen devlet nerde, millet nerde diye devleti suçlayan hainler var ki bunların amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Adama sormazlar mı peki sen ne yapıyorsun, fitne fesattan başka?..

Ne yazık ki her yıl yüzlerce hektarlık alanımız yanıp kül oluyor; diyoruz ya: ciğerlerimiz yanıyor. Çünkü ormanlar bu ülkenin kan damarı, su ve oksijen kaynağıdır. Ormanları korumak hepimizin görevi. Ormanları korumanın yanında her yıl yanan ormanın iki katı daha fazla ağaç dikmeye mecburuz. Ayrıca ormanlık alanların kesinlikle imara açılmasına için verilmemeli; orman yangınına sebep olanlar da ağır şekilde cezalandırılmalıdır diyoruz.
Allah bu Aziz milleti daha büyük felaketlerden korusun...