İstanbul'da ortaya çıkan yenidoğan çetesi, 10 bebeğin ölümüne neden olduğu iddiasıyla gündeme oturdu. Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame, çetenin faaliyetlerinin detaylarını ve bu ölümlerin sebeplerini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Çetenin, özel hastanelerle iş birliği yaparak haksız kazanç elde etmek amacıyla bebeklerin yaşamlarını tehlikeye attığı belirtiliyor.

Seyahatte Sağlığınızı Koruyun: Tehlikeli Hastalıklara Dikkat Seyahatte Sağlığınızı Koruyun: Tehlikeli Hastalıklara Dikkat

ÇETENİN FAALİYETLERİ

İddianameye göre, 47 şüpheli arasında yer alan sağlık çalışanları ve yöneticileri, 112 Acil Çağrı Merkezi ile bağlantı kurarak kritik durumdaki bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine yönlendirdi. Bu hastanelerde, bebeklere sunulması gereken uygun sağlık hizmeti yerine düşük kalitede tedavi yöntemleri uygulandı. Sonuç olarak, bu ihmal ve kötü uygulamalar sebebiyle 10 bebek yaşamını yitirdi. Söz konusu ölümler, çetenin mali çıkarları doğrultusunda gerçekleştiği iddia ediliyor.

USULSÜZ TIBBİ UYGULAMALAR

Yenidoğan çetesinin, bebeklerin tedavi süreçlerinde enfeksiyon risklerini göz ardı ettiği ve bu nedenle birçok bebeğin enfeksiyon kaparak hayatını kaybettiği vurgulanıyor. İddianamede, sağlık hizmetleri üzerinde sistematik usulsüzlük yapıldığı, yoğun bakım ünitelerinde doktorlar yerine hemşirelerin tedavi sürecini yönettiği belirtiliyor. Usulsüz ilaç uygulamaları ve gerekli testlerin yapılmadan raporların şablon formatında düzenlendiği de raporda yer alıyor.

SORUMLULUK VE CEZA TALEPLERİ

Bebek ölümlerinden doğrudan sorumlu tutulan hastane sahipleri ve yöneticileri hakkında ağır cezalar talep ediliyor. Bu kişiler, "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" ve "nitelikli dolandırıcılık" gibi suçlardan uzun süreli hapis cezalarıyla yargılanacak. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı'nın, düşük maliyetle az sayıda doktor çalıştırarak birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kiraladığı ve bu sayede haksız kazanç sağladığı ifade ediliyor.

Yenidoğan çetesi skandalı, sağlık sisteminin güvenilirliği açısından ciddi bir alarm zilleri çalmaktadır. Bebeklerin yaşamları üzerinden yürütülen bu tür faaliyetler, hem hukuki hem de etik açıdan derin sorgulamalara yol açıyor.

Kaynak: Haber Merkezi