Yozgat var Yozgatlı yok

Yozgatlı ünlü yazar merhum Abbas Sayar çok doğru söylemiş.

Kitabını okuduğumda o yıllarda da Yozgatlının varlıkla yokluk arasındaki mücadelesini bir kez daha anlamıştım. Yıllar sonra hala var olma ve yok olma arasında gidip geliyoruz. İçimizden birileri Yozgat ve Yozgatlı için elini ne zaman taşın altına koysa bir şeyler yapmaya kalksa o kişiyi itibarsızlaştırmada yarış içine giriyoruz.

Ne adam akıllı övmeyi biliyoruz nede yermeyi, ikisinde de ayarımız yok maalesef ya göklere çıkartıyoruz yâda yerin dibine sokuyoruz. Bir bahane ile engeller çıkarıp aşağı çekiyoruz. Yozgatlı kavgada var tartışmada var birbirini çekememezlikte var biri faydalı işler yapsa ona engel olmak var misalleri çoğaltılabiliriz.

Vatanımızı çok seven bizler aynı hassasiyeti memleketimiz içinde gösterebiliyor muyuz? Göstersek bile ötekileştirme ve itibarsızlaştırmaktan vazgeçebilir miyiz?

Yazımı Tarık Yılmaz beyin yazısından bir alıntı ile bitiriyorum.

Sosyal medyada verdiğimiz pozları,
Sosyal medyada ortaya koyduğumuz o şirin duruşu,
Sosyal medyada ortaya koyduğumuz kalem erbaplığını,
Sosyal medyada ortaya koyduğumuz memleket milliyetçiliğini, reele, gerçek dünya yaşamına yansıtmada eksik ve yetersiz kalıyoruz.

Tarihi yerlerimiz kültür elçilerimiz ve bürokratlarımıza da sahip çıkma noktasın da varlığımız ve yokluğumuzda belli değil… Kendimizi Reklamda varız ama hizmette yokuz.

Yozgatlı var mı? yok mu? Takdiri size bırakıyorum.

Sağlıcakla kalın.