O depremlerden bir tanesi de 1940'ın karanlık Temmuz gecesinde, Yozgat'ın bağrında açılan derin bir yara açtı. Peyik Depremi...
Savaşın izlerini silmeye çalışan 1940'ların Türkiye'si, 30 Temmuz günü yaşanan Peyik Depremiyle sarsıldı. Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Peyik (bugünkü adıyla Doğankent) köyü ve çevresindeki yerleşim yerleri yerle bir oldu.
Birçok yerleşim yeri yerle bir oldu
Sorgun’da, Peyik’te sadece bir köy değil, birden fazla yerleşim yeri yok oldu. Peyik, Dedefakılı, Karamağara, Kamberli, Karapınar ve Karacaalan köyleri depremde adeta haritadan silindi.
Depremde 300 can hayatını kaybetti, 360 kişi yaralandı. Hayvanlar telef oldu, evler moloz yığınına döndü. 60 hanede tek bir canlı bile kalmadı.
Birlik oldular
Yaşanan büyük deprem karşısında Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti tek yürek oldu. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, acıyı yerinde görmek için Yozgat'a geldi. Kızılay, bölgeye seferber oldu ve 160 hanelik konut inşa etti.
Deprem değil bina öldürüyor
Yozgat’ın en acı hatıralarından bir tanesi olan Peyik Depremi, bize depremlerin ne kadar acımasız olabileceğini bir kez daha hatırlattı. Ancak, 2023 yılının 6 Şubatı’nda yaşadığımız büyük depremler de gösterdi ki, depremler değil, sağlam olmayan yapılar öldürüyor. Bu nedenle yapı denetimlerinin sıkılaştırılması, afet bilincinin artırılması ve acil durum planlarının hazırlanması depremde hayatta kalmak için büyük önem taşıyor.