Türkiye'nin kriz yönetimi ve proje geliştirme alanında önemli isimlerinden biri olan Navi Firması sahibi, Yozgatlı Avukat Emir Vural, şirketlere krizden çıkış konusunda hayati öneriler sundu. İçinde bulunduğumuz ekonomik zorluklar ve krizler karşısında şirketlerin nasıl bir yol haritası izlemesi gerektiğine dair önemli açıklamalarda bulunan Vural, iş dünyasında dengeleri değiştirecek fikirlerini paylaştı.
Vural, "Şirketler neden krize girer ve bu krizlerden nasıl çıkar?" sorularına net cevaplar verdi. Şirketlerin krize girişinin en temel sebeplerinden birinin sadece gelir-gider dengesinin bozulması olmadığını vurgulayan Vural,
“Derinlerde, insani ilişkilerdeki sorunlar şirketlerin krize girmesine yol açar. Şirketler asla sadece sayılardan ibaret değildir. Bir şirket, üretim yaptığı nesnenin içindeki motivasyondur. Eğer bir şirket yaptığı işe inanmazsa krize er ya da geç girmesi kaçınılmazdır,” ifadelerini kullandı.
Para kazanmayı bir motivasyon değil, bir afyon olarak nitelendiren Vural,
“Para kazanmayı tek amaç edinen şirketler, para kazandıktan sonra yönlerini kaybederler. Bir şirket sadece para kazanmaya odaklanırsa, zirveye çıktığı gün aşağıya düşmeye başlar. Deneyim, bilgi ve yeni hedefler olmadan başarı sürdürülemez” şeklinde konuştu.
Krizden Çıkış Yolları
Vural, şirketlerin krizlerden kurtulması için hangi adımları atması gerektiğini de detaylandırdı. Bir şirketin krizden çıkabilmesi için inandığı bir hikayesinin olması gerektiğini belirten Vural,
"Para kazanmanın ötesinde bir amacınız ve motivasyonunuz varsa, deneyimlerinizle barışıksanız, her çalışanınıza değer veriyorsanız krizden çıkış mümkündür. Ürettiğiniz nesneden önce bir değeri savunuyorsanız ve lider, emir vermeden iş yaptırabiliyorsa şirket krizden kurtulur" dedi.
Ortaklarınız değil dostlarınız varsa krizden kurtulursunuz
Şirketlerin gelirlerine göre değil, düşünme kapasitelerine göre yaşam biçimlerini değiştirmeleri gerektiğini vurgulayan Vural,
"Ortaklarınız değil, dostlarınız varsa krizden kurtulabilirsiniz" diyerek krizden çıkışın yalnızca maddi değil, manevi değerlerle mümkün olabileceğini belirtti.