Avusturya Klegenfurt Üniversitesi'nden Prof. Dr. Karl Strobel ile Almanya Heidelberg Üniversitesi’nden Dr. Christoph Gerber başkanlığındaki ekip, 2005 yılında Büyük Nefes Köyü’nde yaptıkları geniş çaplı araştırmalarda, köy dışında yer alan 15 farklı yerleşim alanında da antik kent kalıntılarına rastladıklarını açıkladı.
Kalıntıların, Roma, Tunç Çağı, Bizans, Hitit, İlk Tunç, Galat, Kalkolitik, Genç Kalkolitik, Orta ve Genç Demir Çağı, Helenistik, Genç Roma ve Erken Bizans dönemlerine ait olduğu belirtildi. Bu bulgular, bölgenin tarihsel zenginliğini gözler önüne seriyor.
Tarihi Yerleşimler ve Kaya Mağaralarındaki Kilise
Büyük Nefes Köyü yakınındaki Köseyusuflu ve Beyvelioğlu köyleri arasında bulunan vadi, Demir Çağı, Galat ve Roma dönemlerine ait yerleşim yerleriyle dikkat çekiyor. Ayrıca, bölgedeki mağaralarda Bizans dönemine ait bir kilise ve çevresinde bir yapı kompleksi bulunduğu kaydedildi. Bölgedeki kaya yerleşim alanları, geçmişte burada pek çok medeniyetin izlerini bıraktığını gösteriyor.
Yozgat'ın, Kapadokya ile Hattusaş arasında yer alması, bu antik yerleşimlerin tarihsel önemi açısından da büyük bir değer taşıyor. Yozgat, antik çağlarda pek çok medeniyetin ve medeniyet yollarının kesişim noktasıydı.
Köylüler Tarihi Mirası Anlatıyor
Beyvelioğlu köyünde yaşayan Ali Kaya, bölgedeki kaya yerleşimlerinin tarihi hakkında şu bilgiyi paylaştı: “Burada geçmişte Almanlar, Hititler ve Osmanlılar yaşamış. Tarihi bir köy burası. Akkale ve Hırsız Kalesi gibi kalıntılar var. Bizim koyunlarımız bile bu kayaların altında yatıyor. Önceden insanlar bu kayalarda yaşamışlar. Burada zamanında deniz varmış, ancak kalıntılar dalgaların etkisiyle oluşmuş. Gerçekten tarihi bir yer.”
Bölgenin Turizm Potansiyeli Artıyor
Yozgat’ın bu antik kalıntıları, bölgenin tarihsel önemini artırıyor. Kapadokya ve Hattusaş arasında yer alması, bölgeyi turizm açısından cazip hale getiriyor. Bu keşifler, Yozgat’ı tarih meraklıları için önemli bir destinasyon haline getiriyor.