Zamanı değerli kılmak

Zaman, her canlı için Yüce yaratıcı tarafından ezelden takdir edilip belirlenmiş olup vakti geldiğinde de son bulan ve en kıymetli nimetlerden birisidir. Diğer taraftan zaman diğer bir çok nimetin aksine, gelişi güzel tüketildiğinde, tekrar kullanım imkanı olmadığı gibi yerinin aynısı ile doldurulması, satın alınıp telafi edilmesi veya biriktirilip daha sonra kullanması da mümkün değildir. Aynı zamanda insan kendisi için takdir edilen zamanı, nerede ve nasıl harcadığından da hesaba çekilecektir. Bu sebeple zamanın en güzel iş ve işlemlerle yani Kerim Kitabımızın salih amel diye tanımladığı şeylerle tezyin edilmesi en güzel değerlendirme yolların birisidir. Zamanı yönetme ve içini doğru şeylerle doldurmaya dönük örnek olması bakımından şu anekdot konumuza ışık tutabilir: Bir gün Ebû Zer Gıfarî hazretleri Peygamber (s.a.v.) efendimize merakını gidermek için şöyle bir soru sordu: - Ey Allah'ın Rasûlü Hz. İbrahim'e indirilen sahifelerde ne vardı? Peygamber (s.a.v.) efendimizin ona verdiği cevaptan bir bölüm şu şekilde idi; “... Akıllı kişi aklını muhafaza ettiği müddetçe, zamanını üç kısma ayırmalıdır. Bir kısmını, Rabbine ibadet. Diğer kısmını, nefsini muhasebe ve yaptığı işleri tefekkür. Kalan kısmını ise helal yoldan ihtiyaçlarını te'min etmek. Bu üçüncü kısım, diğer iki kısma yardımcıdır....” Buyurdu. Bu açıklamadan şu çıkarımları yapmak mümkündür.
1- İnsanlara yapılan ilahî uyarılardan birisi zamanını iyi değerlendirmesi yönündedir.
2- Zamanı iyi değerlendirmek için bir planlamaya ihtiyaç vardır.
3- Gündelik meşgaleler gelişi güzel değil iradî olarak seçilmeli ve mutlaka iyi bir gayeye bağlanmalıdır.
Buradan anlaşılmaktadır ki meşguliyetler başlıca şu dört gayeden birine dönük olmalıdır: a) İbadet, b) Helal kazanç, c) Nefis muhasebesi d) Başkalarının faydasına olacak iş ve işlemler diğer bir ifade ile salih ameldir. Ayrıca zaman planlaması içerisine;
İlim Talebi: İlim meclislerine iştirak edip oralardan istifade etmek, kitap okuyup müzakere etmek.
Sıla-i Rahim: Eş-dost, akrabaları ziyaret ve onlarla bağı güçlü tutma.
Aile Sohbetleri: Aile fertlerine bilgi ,kültür, örf ve adet aktarımı yapmak.
Çocuk Terbiyesi: Toplum içerisinde nasıl davranacakları başta olmak üzere çocuklara ibadet eğitimi vermek, milli ve kültürel değerlerimizi aktarmak.
Komşu Ziyaretleri: Komşular herhangi bir ihtiyaç durumunda kişinin kapısını ilk olarak çalacağı grupta yer alır. Bu sebeple sevinçlerimizi paylaşmak, sıkıntılarımızı çözmek, yaşadığımız çevreyi huzurlu kılmak için komşu ziyareti yapmak.
İyiliği Yaygınlaştırmak: Eğitim öğretim başta olmak üzere toplumun huzur, güven, birlik, dirlik ve düzenine, kimsesiz ve yardıma muhtaçların desteklenmesine dönük özel, tüzel her türlü iyilik hayır faaliyetine destek olmak veya için yer almak.
Kötülüğe Engel Olmak: Dine, örfe, adete ve toplum değerlerine aykırı, onları bozup ifsat edecek, neslin bozulmasına kapı aralayacak her türlü iş, işlem, söylem ve eyleme karşı elle, dille veya buğz etme gibi yöntemlerle karşı durmak.
İstirahat: Meşru çerçeve de yapacağı eğlence ve dinlenmenin zaman ve miktarını iyi ayarlamak.
Yukarıda tadat edilen hususlar hayata geçirilirken Kur’an-ı Kerimin : “ Bir işi bitirince hemen diğerine koyul.” (İnşirah,7)uyarısını dikkatte alarak zaman israfından alabildiğince uzak durmaktır.