Zinaya Yaklaşmayın Çünkü O Apaçık Bir Hayasızlıktır!

Zina âyet ve hadislerde kesin bir şekilde yasaklanmış ve haram kılınmıştır. Zira Âyet-i Kerime'de “Zinâya yaklaşmayınız!..” (el-İsrâ, 32) emrine titizlikle uymak gerekir. Bu âyet-i kerîmede zinâ bir tarafa, ona yaklaştıracak davranışlar bile yasaklanmıştır.

Zina, öteden beri insan aklının, ahlâk ve hukuk nizamlarının ve diğer semâvî dinlerin tamamen yanlış ve çirkin gördüğü bir davranış olup İslâm’da da büyük günahlardan sayılmıştır. “Zinâya yaklaşmayın. Çünkü o, çirkinliği apaçık bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.”buyurulmaktadır. (İsra Suresi Ayet 32)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular. “Zinakâr, zina ederken mümin olarak zina etmez...”(Buhârî) Yani imanı ona zina yaptırmaz, eğer zina yapmaya devam ederse imanı onu terk eder.

Zina İslâm'da ve önceki bütün semâvî dinlerde haram ve çok çirkin bir fiil olarak kabul edilmiştir ve büyük günahlardandır. Irz ve neseplere yönelik bir suç olduğu için cezası da hadlerin en şiddetlisidir.

Eski Türklerde zina kavramı yoktu. Ünlü Arap gezgini İbn-i Fadlan'ın naklettiğine göre: Bir oğuz kadınını edep yerleri ile gördüğünde şaşırdığını, Bu aç ve perişan kadının kendisini azarladığı meşhurdur!
Buna rağmen nasıl zina olmaz! der. Türkler apaçık gezseler de zina yapmazlar! Çünkü cezası ölümdü. Göktürk Han'ın ülkesinde zina yapan bir Çinli Prensesi bile
bizzat kendi kılıcı ile öldürdüğünü aynı tarihler nakletmektedir. Çinlilere göre bu "vahşet" olsa bile müthiş bir toplum huzuru vardı. (Av.Talat GÖKTÜRK- Aktif Hukuk sh:3)

Bütün bunlardan sonra şunu söylemek gerekir: Biz de zina suç olmaktan neden çıkarılmıştır: 1926 tarihli eski Türk Ceza Kanunu 440. Maddesinde kadınlar için, 441. maddesinde de erkekler için 'zina suçu'nu düzenliyordu. Fakat kadının zani sayılması yani zina suçu işleyen sayılması için sadece 'cinsel ilişki'nin yeterli sayılıyordu. Ancak bu erkek için 'kendi ikametinde veya diğer bir yerde başka bir kadınla herkesçe bilinecek surette ve karı-koca gibi yaşama' koşullarına bağlanıyordu!
Anayasa Mahkemesinin  
bu kanunun eşitliğe aykırı olduğu itirazı üzerine 23 Eylül 1996'da 441. maddeyi iptal etti. Mahkemenin verdiği 1 yıllık sürede Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yeni düzenleme yapılmayınca zina erkekler için suç olmaktan çıktı. Ancak bu iptal üzerine bu kez zina sadece 'kadın suçu' haline gelmişti. Bu eşitsizliğe de itiraz üzerine Anayasa Mahkemesi 23 Haziran 1998'de 440. maddeyi de iptal etti. Bu durumun sonunda zina suç olmaktan tamamen çıkarılmış oldu. 

Ailede içinde bir deprem etkisi yaşatan, aileyi dağıtan ve bir çok cinayetlere neden olan zina yüz kızartıcı bir suçtur. Kişinin toplumdaki itibarını yerle bir eden bir hadisedir. Peki yeni bir düzenlemeyle zina tekrar suç kapsamına alınamaz mi? Elbette alınabilir. Neden mi çünkü aile düzeni bozuluyor, nesep ve soy kargaşası meydana geliyor. Çirkin ve ahlaksız bir davranış olmasının yanı sıra aile düzeninin de dağılıp bozulduğuna şahit oluyoruz. Ayrıca eylem olarak da çirkin ve ahlaksız bir tutup olmasının yanın da toplum tarafından da oldukça tepkiyle karşılanıyor. Nikahlı birliktelik ise dinen mübah kılınmıştır.

Doğru olan şudur: Kadın olsun erkek olsun eşlerden birinin zina etmesi evlilik için önemli bir engeldir. Hukuken ceza alması örneğin miras ve evlat konusundan mahrum bırakılması en doğal olanıdır. Zina evlilikte suç sayılmalıdır, zina eden eş yuvadan uzaklaştırılmalı ve boşanma nedeni olmalıdır. Kadın ya da erkek mağdur edilen eş devlet güvencesi altına alınmalı ve yasal haklarını kullanabilmelidir. Dini hükmü Allah’a ait olup aile ahlakının korunması ve toplumsal huzurun sağlanması için önemli bir konudur bu...”Zina suç olmaktan çıktı” demek aileye vurulan en kötü bir darbedir. Bilmem bu konu da siz ne düşünürsünüz?