Ali İmran Suresi: Medine döneinde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, “İmran Ailesi” demektir. Bu sûrenin ve bazı âyetlerinin faziletleri hakkında birçok rivayet bulunmaktadır.

Bakara ile Âl-i İmrân sûrelerinin önemine değinen hadisler sebebiyle İslâm bilginleri bu iki sûrenin tefsirine ayrı bir ilgi göstermişler ve bunları konu edinen özel tefsirler kaleme almışlardır. Bir hadîs-i şerifte Resûlullah, Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini ezberleyip (okuyup) gereğince davrananlara bu sûrelerin kıyamet gününde şefaatçi olacağını haber vermiştir. (Müslim)

Âl-i İmran Sûresi’nin Konusu
Âl* “âile, sülâle, akraba ve hânedan”demektir. Peygamberlerin ümmeti, hükümdarların sadık tebaa ve has kulları” anlamına da gelir. İmrân ise özel isimdir. Kaynaklarda iki ayrı İmrân’dan söz edilir. Bunlardan ilki Hz. Mûsâ ile Hz. Hârûn’un babası, ikincisi Hz. Meryem’in babasıdır. Otuz üçüncü âyette adı geçen İmrân’ın bu ikisinden hangisi olduğu ihtilâflı ise de daha sonraki âyetlerin, özellikle Hz. Meryem’in iffeti ve Hz. Îsâ’nın peygamberliği ile ilgili oluşu, söz konusu İmrân’ın Hz. Meryem’in babası İmrân olmasını çağrıştırmaktadır.

Kur'an-ı Kerim’in en uzun sureleri arasında yer alan Âl-i İmrân suresi, İslam dininde önemli bir yere sahiptir. Pek çok konuya değinir ve Müslümanlar için çok faziletlidir. Bu nedenle din araştırmacıları da bu sure üzerinde oldukça fazla durur ve Âl-i İmrân suresinin son 10 ayeti, Hz. Muhammed (as)’ın her gece yatmadan önce okuduğu ayetlerdendir. Bu yüzden Müslümanlar için çok önemlidir. Pek çok kişi bu ayetleri ezberler ve Âl-i İmrân suresinin son 10 ayetini yatsı namazı sonrası okurlar.

Ebu Hüreyre’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v) her gece Âl-i İmran’ın sonundan on âyet ki, (190. âyetinden 200. âyetine) okur ve: “Her kim, bir gece içinde Âl-i İmran sûresinin sonunu okursa, o geceyi ibâdetle geçirmiş gibi sevâp yazılır” buyururdu.

Gece kalkıp, abdest alarak, dışarı çıkıp, gökyüzündeki yıldızlara bakarak, “Âl-i İmran Sûresinin” tefekkür ile ilgili âyetlerini okuyarak, tefekkür etmek müstehabtır. Çünkü Resûlullah (s.a.v) böyle yapardı.
Peygamberimiz (s.a.v): “Bu âyetleri okuyup, tefekkür etmeyene yazıklar olsun” buyurmuşlardır.
Resûlullah (s.a.v) buyuruyor ki: “Kim, Âl-i İmrân sûresini, Cuma günü, güneş batıncaya kadar okursa, melekler onun için geceye kadar, Allah’tan bağış dilerler.” (Suyûti) “Her kim, Âl-i İmran sûresini okur da o sureler içinde, onları tefekkür etmeyen kişilere yazıklar olsun.”(Münzirî)

Bu konudaki diğer rivayetler de şöyledir: Fakirlikten kurtulup zengin olmak için Âl-i İmrân suresinin okunması buyrulmuştur. Maddi ve manevi rahatsızlıklardan kurtulmak için Âl-i İmrân suresi okunmalıdır. Âl-i İmrân suresini okuyan kişiler hastalıklarına Allah'ın izniyle şifa bulurlar. Çocuk sahibi olmak isteyip de olamayanlar Âl-i İmrân suresini okumalıdır.