Bayram günleri neşe, sevinç günleridir. Bu günlerde sevinçli ve güler yüzlü olmak tavsiye edilmiştir. Bayram günlerinde insanların bir birleriyle kaynaşması- kucaklaşması toplum şuurunu güçlendirir. Toplumun tüm fertleri birbirleriyle buluşup kaynaşır, kucaklaşır ve kardeşlik duyguları perçinlenir. Kardeşlik duygularınızın zayıfladığı ve kırgınlıklar artığı şu dönemde barışa ve huzura ihtiyacımız vardır. Bayramları vesile bilip kaynaşmalı ve kucaklaşmalıyız.

Bayram sabahı camilerimizi dolduran Müslümanların hep birlikte ve içtenlikle Yüce Allah'a yönelmeleri; O'ndan af ve bağış dilemeleri ayrı bir önem taşır. Çünkü böyle bir amaçla bir araya gelen, aynı iman ve heyecanı taşıyan toplulukları Yüce Allah'ın rahmeti, merhamet kuşatır. Kucaklaşma ve bayramlaşma bayram namazı ile birlikte başlar, bayram boyunca da devam eder.

Bayram günleri mutluluk, barış ve sevinç günleridir. İman etmiş insanların Müslüman kardeşleri ile üç günden fazla dargın durması dinen yasaktır. Elbette bir arada yaşayan aile ve toplum fertleri arasında anlaşmazlıklar, sürtüşme ve tartışmalar olabilir. Bu gayet normaldir. Ancak bunu dargınlık, kırgınlık ve düşmanlık safhasına taşımamak gerekir. uzun bir süre küs- dargın durmak doğru değildir.

Bilhassa akrabalar, sıla-i rahim denilen ziyaret bağı ile aradaki bağlarını kuvvetlendirmelidirler. Hz. Peygamber (sav ) müminlerin üç günden fazla dargın durmalarının uygun olmadığını belirterek şöyle buyurmuşlardır. “Bir Müslümanın diğer Müslümana üç günden fazla dargın durması helâl olmaz."

Bayram günlerinde annemizin-babamızın ellerini öpüp hayır dualarını almalıyız. Dinimizde Allah'a ibadetten sonra anne ve babaya saygı ve hürmet emredilmiş, onlara karşı "öf" bile demek yasaklanmıştır. Akraba ve komşularla tebrikleşerek, karşılıklı sevgi ve saygı duyguları aktarılmalı, karşılaştığımız tüm dostlarımızla selâmlaşarak bayramlaşmalıyız.

Hayatın bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntıları içinde bunalan, bitkin ve yorgun hâle gelen insanları bayramlar dinçleştirir ve çalışma azimlerini artırır. Bu günlerde akraba ve komşularımızla olan ilişkilerimiz kuvvetlenir, birlik ve beraberlik duygularınız artar. Özellikle komşular ziyaret edilmeli hal ve hatırları sorulup baylaşılmalıdır. Yalnızlaşan hayatımıza komşuları katmalı, onlarla yardımlaşmak ve dertleşmek için bayramlar vesile kılmalıyız..

Akrabalarımızı tanıdık dostlarımızı ziyaret ederek hatırlarını sormalı ve gönüllerini almalıyız. Hastanelerde ve evlerde yatan hastaları ziyaret etmeli, şifa dileklerimizi sunmalıyız. Yetimlerin, kimsesiz çocukların başını okşamalı, onlara anne ve baba gibi davranmalıyız. Çevremizdeki yoksullara ve bakıma muhtaç insanlara yardım elini uzatmalı, onların da bayram sevinci yaşamalarını sağlamalıyız.

Bizden hayır dua bekleyen vefat etmiş olan yakınlarınızın mezarlarına giderek onlara dua etmeli Yasin ve Fatihalar göndermeliyiz. İyilikte yardımlaşıp hayır ve hasenatta bulunmalıyız. Tanıdıklarımızdan dargın olanları barıştırmaya çalışmalı ve aralarını bulmalıyız. Hastalar, huzurevileri, yetimler, yoksullar ziyaret edilmeli kimsesizlerin de hatırları sorulup gönülleri alınmalıdır.

Bayram günlerinde İslamın emrettiği şekilde, çevremizdeki insanlara iyi davranmalı, incitici ve gönül kırıcı- zarar verici davranışlardan kaçınmalıyız. Bütün bunlar, toplumu oluşturan fertleri birbirleriyle kaynaştırarak millî birliğin sağlanmasında ve toplumu rahatsız eden ayrılık ve düşmanlıkların yok edilmesinde etkili olan hususlardır. Bayramı bayram gibi yaşamak, bayram gibi kutlamak hem insani hem de dini bir görevdir. Türk Milletine yakışan da kardeşçe kucaklaşıp kardeşçe yaşamaktır. Nice huzur dolu bayramlara ulaşabilmek dileğimizle ...