Cenab’ı Hak insanoğlunu “bana kulluk ve ibadet etsinler” diye yaratmış. Malumunuz tüm melekleri de bu ilahi buyruğa uymak üzere secde etmeye çağırmış! Bu çağrıya uymayan isyan eden Şeytanı da huzurdan kovarak lanetlemiş! O gün bugündür ki Şeytan insanı en büyük düşmanı olarak fesatlığına devam ediyor. Şeytana verilen mühlette bitecek herkes hayatta yaptığının hesabını verecektir. Kader ve kazaya- ahiret hayatına şeksiz şüphesiz inanıyor iman ediyoruz.

Hz. Adem’i (as) topraktan yaratarak insanoğlunun tekrar toprağa düşeceği mesajını da veren Yüce Allah her insana bir ömür- mühlet vermiş ki: Rabbine kulluk etsin ve kovulmuş olduğu cennetine yeniden geri dönsün (onu hak etsin) diye...İstisnasız herkesin kabul ettiği bir gerçek var; bu hayatın da bir sonu var; o da ölümle noktalanacak olan sonuçtur.

Hayatın su gibi aktığını ömür sermayemizin hızla tükendiğini biliyoruz. Bu gerçeği bilmeyenler hayattan tat- zevk alamazlar. Malumunuz iman bir nurdur, sahip olduğu insanı aydınlatan ve Allah’a yaklaştıran nur! Allah’ın imanı nasip ettiği insanlardan olmanın şeref ve gururunu taşıyoruz şükür! Bu gerçeği kabul edenler mutlu ve huzurlu yaşamanın sırrını elde eden insanlardır.

Su gibi akıp giden hayattan mutlu olmayanlar; hayat gerçeğini ve yaratılış amacını unutanlardır. İster buna inansın insan oğlu isterse bu gerçeği reddetsin sonucu değiştiremez. Yani son nokta ölüm meleğinin gelişi ve nefesin tükenişi ile birlikte hayat biter. İnsan için yeni bir hayat başlar. Biz buna gerçek hayat yani ahiret hayatı diyoruz.

Bütün bu gerçeği Cenab’ı Hak Peygamberleri vasıtasıyla insanlara ilahi emirle duyurmuş ve yaklaşan Kıyameti haber vermiştir. Malumunuzdur ki Nasreddin Hocamızın nükteli cevabı ile bizim ölümümüz Kıyametimiz olacaktır! Ama asıl Kıyamet Cenab’ı Hakkın takdir ettiği zamanda vuku bulacak ve yaratılan tüm canlı ölümü tadacaktır.

Bu gerçeğe iman eden ve bu gerçeği bilen insan iman cevheri ile donanıp dünyadan nasibini aldığı gibi Allah’a da gerçek bir kul olarak yaşamaya çalışacaktır. Bu gerçeği kabul etmeyip Şeytan’ın muhatabı olan zavallı insan da bedbah ve bin pişman olarak Rabbinin huzuruna çıkacaktır. Bundan kaçış yoktur olamaz...

Şimdi son söz olarak deriz ki: Su gibi akıp giden dünyada sayılı nefesimiz tükenmeden bu gerçeği görüp iyi bir kul, iyi bir insan olmanın peşinden koşmak gerekir. Sonucu değiştiremeyeceğimiz kesin, ölüme dur diyemeyeceğimiz de kesin, hesaptan kaçamayacağımız da kesin olduğuna göre: Hesap gününde hiç kimsenin bize faydası ve desteği olamayacağına göre biz neye güvenir, neye serkeşlik ederiz?
Bunu der bunu biliriz... O zaman geriye tek bir şey kalıyor: Hayatın sonu olduğunu bilip, hesaba çekileceğimiz gerçeğine inanıp insan gibi yaşamak ve Rabbine gerçek anlamda kul olabilmektir. Çünkü ne kadar yaşarsan yaşa son durak kara topraktır!..