Okulların yarı yıl tatiline girmesiyle birlikte aileler soluğu tatil yerlerinde aldı. Adı üzerine tatildi.
Aileyle vakit geçirilecek, dinlenilecek, gidilmeyen-görülmeyen yerler keşfedilecekti.    
     Ama o tatil bazı aileler için kabusa döndü.
Bolu Grand Kartal Otel’de çıkan yangın ülkeyi yasa boğdu. 78 kişi hayatını kaybetti. 
Aileler yok oldu izdihamda çıkan görüntüleri izleyemedim. 
     “Bebeğimi atacağım tutun” diyen kadının sesi beynimden kulaklarımdan gitmiyor. 
Peki yavrusunu, ailesini, anasını, babasını kaybedenler, sağ kalanlar. Bunu nasıl atlatacaklar, nasıl geçecek içlerinde ki o yangın. Yangın merdiveni içeride olduğu için insanlar kaçamadı. Çarşafları aşağı sarkıtarak kaçmaya çalıştılar. Çoğu atlarken hayatını kaybetti. 
     Yıl 2025. Gecesi 30 bin olan bir otelde dedektör yok, yangın merdiveni yok, alarm yok.
Yazıklar olsun. O kadar acı ki. Bu büyük bir facia. Bu büyük bir ihmal. Bu büyük bir sorumsuzluk. Kader deyip geçemeyeceğim, ihmal deyip içim sızlayacak. Hiç mi denetlenmez. Hiç mi önlem alınmaz. Hiç mi kontrol edilmez. Neyin kafası bu, sorumlusu kim suçlu kim, kim istifa etti? 
Hiç kimse… 
     Sorumlular koltuğunda layıkıyla oturuyor öyle mi. Vay anasını. Biz ülkece başımıza büyük bir olay gelmeyince tedbir almıyoruz, 78 kişi vefat edince bütün otellerde denetleme başladı. Şaka gibi! Geçmiş ola. Çok kızgınım çok öfkeliyim. Bu ülkede her şey çok pahalı ateş pahasıyken canımız niye bu kadar ucuz. 
    Kime neye güveneceğiz? Nerden tutsak elimizde kalıyor. Tedbirsizlikten, açgözlülükten, liyakatsizlikten, bencillikten, bilgisizlikten, kural tanımamazcılıktan, kendinden başkasını hiçe saymazcılıktan, ben dedim olduculuktan, bana bir şey olmazcılıktan bu düşüncelerden ölüyoruz.
Teker teker ölüyoruz ve hala hiçbir şey değişmiyor değişir gibi oluyor ama her şey aynı. Ders çıkarmıyoruz. Çabuk unutuyoruz. Oğuzhan Uğur diyor ya öldüğümüz için yetkililerden özür dileriz diye. O kadar haklı ki. Nasıl sarılacak bu yaralar? Ölenleri geri getirecek mi alınan cezalar? Bu arada umuyorum en ağır cezayı alırlar. Sosyolog Slavoj Zizeski’nin dediği gibi “kötülerin kaybetmediği bir ülke çocuklarına ahlakı öğretemez” iyilerin kazandığı sayılarının arttığı bir ülke diliyorum yangından kaçıp kurtulan iki doktor kardeş. Kalanları kurtarmak için tekrar döndüler otele canlarını hiçe sayarak. Fakat bir daha çıkamadılar o cehennemden. Geri dönmeyebilirlerdi kaçıp kurtulabilirlerdi. Ama yapmadılar. 
     Çocuklarıyla birlikte tatile çıkan bir çocuğunda koruyucu ailesi olan 9 kişilik aile çocuklarıyla  birlikte yok oldu. Ne güzel insanlarmış. Ama biz diriler dururken ölmüşleri sorguladık. Parasını pulunu zenginliğini sorguladık. 
    Zenginin malı züğürdün çenesini yorar ata sözünü çok yanlış yerde yanlış kişilere kullandık. Çünkü insan olamadık insanlık namına utanç duyduk. 
     Ne hayatlar son buldu! Ne baharlar sönüp gitti. Ah diyorum koca bir ah. Hayatını kaybedenlere rahmet ailelerine yakınlarına sabır baş sağlığı diliyorum. 
     Umarım son olur diyeceğim ama son bulmuyor giderek çoğalıyor!