Bundan sonradır ki Samuel çetesi avanesi ile birlikte kaybolduğu gibi leon Paşa’da kimsenin haberi olmadan memleketten uzaklaştı..
Birinci Cihan Harbi’nden evvel orta Anadolu’da İnci gibi bir şehir olan ve nüfusu 27.000’e ulaşan Yozgat’ın harp sonrası nüfusu 10.000’e düşmüş, her tarafı harap bir virane haline gelmişti Yozgat Yozgat güzü de bir çok evladini Irak ve Sina çöllerinde bırakmış veyahut Kafkasya’nın karlarına ve Galiçya cephesine gömmüştür.
Günler ilerliyor fakat Yozgat’ın ıstırabı dinmiyordu. Daha doğrusu bütün Türk şehirlerinin uğradığı felaket hafiflemiş. Gün geçtikçe ağırlaşıyordu. Bundan evvelki yazıları da belirttiğim gibi işgalleri ardı arkası kesilmiyordu.
15 Mayıs 1919 günü Yozgat yeni bir mateme bürünmüştür. Çünkü Yunanlıların İzmir’i işgal haberi memlekette bir bomba tesiri yaratmıştı. Necip Bey isminde aciz bir mutasavvuf bulunuyor, halka durmadan itidal tavsiye ediyordu. Halk ne yapacağını bilmiyor şaşkınlık içinde bocalıyordu. Fakat bu ümitsiz günler çok sürmedi. 19 Mayıs 1919’da her türkün yüzünü güldüren bir haber duyuldu.
Memleketi kurtaracak olan Atatürk Mustafa Kemal Samsun’a çıkmıştı. Memleket içinde bu haber gün geçtikçe çeşitli yorumlara yol açtı. Malumdur ki meşrutiyetten sonraki devrede memlekette devleti idare eden iki siyasi parti vardı. Bunlardan biri İttihat ve terakki, diğeri de Hürriyet ve itilaf fırkası idi. Her memlekette olduğu gibi bizim memleketimizde de bu fırkalara mensup kimseler mevcuttu. İşte İttihat ve terakki tarafını tutanlar Atatürk Mustafa Kemal’i Tesahup ederek alkışlıyor ve yeni baştan tutunmak imkanları arıyordu. Atatürk’ü tutanların eski ittihatçı olması memleket içerisinde birtakım dedikoduya meydan veriyor, açıkça Atatürk de İttihatçıların bir devamı diyenler gün geçtikçe çoğalıyordu.
Bu muzır, yersiz propagandayı yapanlar arasında hakikaten memleketini seven bir takım memleket evladı da samimi ve Halishane fikirlerle Buda’nın halen nabe mevsim olduğunu, memleketin içinde bulunduğu ağır vaziyetin Vahdet-i milli’yi amir bulunduğunu ifade ederek tashihi fikre çalışıyorlardı. Birtakım kimseler de memleket içinde huzursuzluk yaratarak, kendilerini milli hükumete dayayarak servetiyle evvelden beri çekemedikleri kimseleri milli mücadele aleyhtar göstermeye çalışıyorlardı.
Ben şahsen inkılap tarihi yazacak değilim o kara günlerde Yozgat’ın içinde yaşadığı buhranı, zit fikirleri izaha çalışacağım.
Doç. Dr. Ramis Karabulut