Türlerine göre yeşilindeki farklı tonu, mineral değerleri, fosforik özellikleri, lezzetindeki aroması ve dikkat çeken ebatlarıyla anında farkedilen Küçükçalağıl Madımağı’nın, endemik bir tür olduğu iddiasıyla tescili yönünde girişimler başlatan Ankara ve İstanbul Dernek Başkanları İbrahim ERSOY ve Osman GARGİ, yine bir ilke imza atmanın hazırlığı içerisindeler…
Bilindiği gibi Endemik türler diye yeryüzünün yalnızca belirli bölgelerinde yayılış gösteren yerel ve ender (yaşam alanı belirli bir bölge ile sınırlı) canlı tür ya da cinslerine deniyor. Endemik özellik taşıyan türler, tamamen iklim değişmelerinde ve izolasyon koşullarında oluşurken, daha önce geniş alanlara yayılmış bir tür, iklim değişimi sonucu, ekolojik özelliklerine uygun belli bir yere çekilerek yaşamını sürdürüyor. Örneğin yalnızca Datça yarımadasında yetişen Datça Hurması ve Kazdağı’nda yetişen Kazdağı Göknarı gibi.
Endemik kelimesi Yunanca endomos (indigenous) kelimesinden geliyor ve yerli, o yere ait anlamını taşıyor. Endemizm ise bir bitki türünün o yere ait olması durumuna deniyor. Bir bitki, sınırları belli dar bir alanda yayılış gösterirse işte o bitkiye endemik bitki deniyor.
Ankara Küçükçalağıl Dernek Başkanı İbrahim ERSOY ve İstanbul Küçükçalağıl Dernek Başkanı Osman GARGİ; bu alanda araştırmalarını yoğunlaştırarak, tüm farklılıklarıyla endemik özellik taşıyan Küçükçalağıl Madımağı’nı köyleri adına tescil için meşru zeminlerde çare arıyorlar.
Büyüklü küçüklü bir çok Yozgat hemşehri dernekleri oluşumlarının faaliyetlerine katılan bir araştırmacı gazeteci olarak, kültürel faaliyetlerin en liyakatlisini gördüğüm Küçükçalağıl’ın Ankara ve İstanbul Derneklerinin Yozgat adına çok saygınlık kazandıran çok nitelikli etkinliklere imza attığını görüyor, gururlanıyorum. Yöresel yemek geceleri, Türk Törelerine uygun iyi-kötü günlerde yapılan ziyaretler, gelenksel Oda Sohbetleri ve yöresel oyunları en ince ritüellerine kadar disiplinle uygulayarak yaşıyor, yaşatıyor ve tanıtıyorlar.
Daha Önce Araştırmacı Gazeteci Yazar Rıfat ÇAKIR tarafından kaleme alınan “Asaletli Toprakların Misafirperver Gönülleri Küçükçalağıllılar” kitabıyla adlarını bütün Türkiye ve Türk Düyasına duyuran Küçükçalağıllılar; Orta Anadolu Kültür ve Genelenekleri konulu bütün araştırmalara Rıfat Çakır’ın bu kitabıyla en büyük örnek ve veri teşkil ediyorlar. Söz konusu kitap; Ortaanadolu Kültür ve Geleneklerine Yozgat Köylerinden Bakış formatında, 1970’li yıllara kadar kusursuz yaşatılan gelenekleri, orijinaline en yakın kusursuz yaşayan ve yaşatan köy statüsüyle belgesel niteliği taşırken, adlarına yazılan bu kitap, birçok üniversite ve kültür kurumlarından örnek amaçlı sürekli isteniliyor.
İlklere imza atan eşsiz kültür hizmetlerine şimdide endemik bir tür olduğunu tespit ettikleri madımaklarıyla start veriyorlar ve kendilerine imrendirmeye devam ediyorlar..
Ülkemizin hemen hemende her yerinde yetişen ve bilimsel adı Polygonum Cognatum olan madımak ya da madımalak, kuzukulağıgiller familyasından, toprak üstüne yatık, sürünücü odunsu gövdeli, ufak pembe çiçekli, çok yıllık yenebilen otsu bir bitki türü. Yozgat coğrafyasında yaşayan tüm insanlar tarafından biliniyor, seviliyor ve adına özel gün ve geceler tertip ediliyor. Ama insanlar zamanla madımağa her yerde rastlamasına rağmen Küçükçalağıl madımadığının öbür türlerinden oldukça iri yapraklı, mineral değerleri, fosforik özellikleri, aromatik lezzeti ve renginin diğerlerinden farklı bir ton ve zenginlikte olduğunu farkettiler. Çocuğundan büyüğüne hepside Küçükçalağıl’a, Sarıkaya’ya, Yozgat’a ve Türkiyemize yürekten sevdalı insanların yaşadığı bu köyde, hepsi birbirinden mahir, birbirinden misafirperver ve birbirinden bilge değerler yaşayınca, bu zenginlik için tanıtım ödevi üstlenmeleride hakverirsiniz ki kaçınılmaz oluyor.
Küçükçalağıl’ın tanıtımı adına elbette sadece baylar değil, kurdukları zahmetli sofraları ve ağırladıkları onlarca misafirleriyle saygın emekler harcayan birbirinden kıymetli hanımefendileride saymak gerekir. Bilgisi, görgüsü, becerisi, saygısı ve eşsiz yemekleriyle herkesin imrenerek örnek aldığı Nazlı GARGİ, Şeyda ERSOY, Hülya ÖZBAŞI, Sibel YILDIRIM, Semra YILDIRIM, Serpil ERTÜRK, Fatma ÖZBAŞI, Gülhan ÖZTÜRK, Mislican ÜNLÜ, Serap BULUT, Kamer ÖNEN, Mehtap ÖNEN, Sevgi ÖZBAŞI, Zeliha Koca ÖZTÜRK, Ayşe PAMPAL, Gülcan ÖLMEZ, Nazlı KURT, Ceylan ÖLMEZ ve Halime ÖZDEMİR hanımların pişirdiği madımak yemeğini yiyipte, başka bir madımak sofrasından bahseden birisi görülmemiştir.
Aslında burda madımak pişirme tekniğide diğer yerlerden çok ayrı. Madımak satırla kıyıldıktan sonra kireçsiz suyla yıkanıyor ve acımsı özellik taşıyan bölümü yokediliyor. Yozgat bölgesinde Arabaşı, Madımak, Herle, Çullama, Kesme Aşı ve Saya Çöreği gibi yöresel yemeklerimizi orijinal lezzetiyle en güzel yapan hanımlar Sorgun İlçemize bağlı Alcı Köyünden Meliha ÇAKIR ve tecrübeleriyle eğiterek yetiştirdiği Şahmuratlı köyünden gelini Hikmet ÇAKIR olarak bilinir. Ama Küçükçalağıllı hanımların ustalıkları ve becerileri nerdeyse bu hanımları heran sollamak üzere.
Giyim dünyasında yenilikçi tasarımları ve her yaşta insanın çizgi ve modellerini hayranlıkla takip ettiği Sınkar Tekstil’in sahibi ve bu sektörün efsane ismi İstanbul Küçükçalağıl Dernek Başkanı Osman GARGİ, endemik tür olarak tanımı ve pişiriliş kıvamının patenti için köyleri adına yaptıkları bu girişimleri için şöyle dedi. “Biliyorsunuz ki, uzmanlar endemik türleri 4 gruta açıklıyor.
Sistematik olarak izole edilmiş taksonlar dedikleri Paleoendemikler var ki bunlar olası atasal taksonlarıyla ilişkileri kesilmiş, köken buldukları alanla ilişkileri kopmuş tür diye biliniyor.
Şizoendemikler dedikleri de, ortak orjinli olan, kardeş veya aynı ebeveynden ortaya çıkan taksonlardır ki, bunların zamanla yayılım alanları değişir.
Patroendemikler ise kendileri diploid olup komşu bölgelere poliploidi yolu ile yeni taksonlar veren endemikler diye tarif edilir. Son olarak ise bizim Küçükçalağıl Madımağı veya Çalağıl Cacığı dediğimiz türüde kapsayan Apoendemikler var ki, bunlar atasal bir taksondan oluşan endemik sınıfında yer alır ve Çalağıl Madımağımız da bu sınıfa girer.” Dedi.
Osman GARGİ başkan, siyaset, sanat, iş dünyası, akademeik camia ve sivil toplum kuruluşları tarafından bilgisi, görgüsü, kültürü ve saygınlığı ile en sevilen işadamlarından biri.
Küçükçalağıl Ankara Derneği Başkanı İbrahim ERSOY’da çalışkanlığı, üretkenliği, köyü ve köylüsü için yaptığı fedakarlıklarıyla biliniyor. Küçükçalağıl Madımağının adlarına endemik tür tescili ile ilgili; “Bizim ülkemizin dünyadaki endemik bölgelerin en önemlileri arasında yer aldığını, örneğin Kazdağında orman meydana getiren Kazdağı Göknarı , Eğridir güneyindeki Kasnak Meşesi , Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olan Sığla veya Günlük Ağacı ve Günlük Ormanları , Kral Eğreltisi ile Datça Yarımadasında bulunan Datça Hurması var. Bunlar nereye giderseniz gidin bu adlarla tanınır, bu adlarla aranırlar. Neden Küçükçalağıl Cacığı bizim adımızla heryerde anılmasın.” dedi
Küçükçalağıl Dernek Yöneticilerinden Ergin YILDIRIM, Habip GARGİ ve Muammer ÖZBAŞI ise; “Ülkemizin hem çeşitli familyalara ait hem de endemikler yönünden de çok zengin olduğunu söylerken, Türkiye’de yetişen endemik türler tabiatta, aşırı otlatma, yangın, bilinçsiz kesim, söküm, ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıya olduğunu, bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkması anlamına geldiğini belirterek, bu türün süreklilik arzetmesi için tedbirler alınması gerektiğini söylediler.
Küçükçalağıl İstanbul Derneği Başkanı Osman GARGİ’nin eşi Nazlı GARGİ ise, Küçükçalağıl Madımağı rakımı, bölgeye has kıvrımlı yükseltisi, coğrafik alanı ve toprak kıvamıyla bu madımağın sadece Küçükçalağıl arazisi içerinde yetiştiğini, bu gibi duruma Endemik alan denildiğini ve tescile yetkili kurumların araştırmalarında bu durumu özellikle dikkate almalarını söyledi. Biliyorsunuz Endemik Alan bir ada, bir yarımada veya bir dağ olabileceği gibi birkaç metrekarelik alanlar da olabiliyor. Türkiye endemik bitkiler açısından dünyanın önemli ülkeleri arasında bulunurken sınırlarımız içerisinde yaşayan 12 bin civarındaki bitkiden yaklaşık üçte birinin endemik (nadir rastlanan tür) olduğu biliniyor. Fakat bu konuda herkes aynı hassasiyeti taşımadığı için korunması güç oluyor. Türkiye, nadir bulunan bitkiler açısından dünya ülkeleri içerisinde ikinci sırada yer alıyor.
Küçükçalağıl Derneklerinde unutulmaz güzellikler üretirken, hemşehri kimliğimizi sürekli yükseltip yüceltirken saygınlık kazandıran Seyit Özbaşı, Ergin Yıldırım, Asım Ertürk, Nizam Ertürk, Muhammet BULUT, Aydın YÜKSEL, Habip ERTÜRK, Muammer ÖZBAŞI, Mustafa PAMPAL, Eyup AYER, Osman PAMPAL, Selmani GARGİ, Fatih GARGİ, Sadık ÖZAASLAN, Muzaffer-Kadir ÖZGÜN, Hüseyin MEMİŞ, İbrahim ÖZDEMİR, Hüseyin ÇELİK, Orhan TUNAL, Ruhi AKSOY, Temel TALAK, Murta KURTER, Erhan USTA, Ramazan ve Oruç BAŞ gibi değerlerin emeklerini ayrı bir yazımda tekrar yazacağım.
Şehit Selman Bozkurt Ortaokulu Müdürü Sezin ÖNCÜL ve öğrencilerinin hentbol, futbol, masa tenisi vs. gibi branşlarda okulu şampiyonluk kupalarıyla doldurduğunu, matematikte, fen bilimlerinde, sosyal derslerde harikalar yarattığını nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Muhtar Sinan Öztürk’ün bir belediye başkanı gibi çalıştığını, Emrah Ölmez’deki girişimci ruhu, Fahrettin Ünlü ve Güngör Bulut’un eşsiz emeklerini tarifte güçlük çekiyorum.
Toprağındanmıdır, suyundanmıdır, insanındanmıdır bilinmez, bu köye yolu düşen yüreğini bırakıp ayrılıyor. Hepsi birbirinden gönül insanı olan bu değerler bereketli sofralarında cömert gönülleriyle erdemin en yücesini sergiliyorlar.
Yozgat Valiliğimizin, Milletvekillerimizin, kültür kurumlarımızın ve tüm hemşehrilerimizin İbrahim ERSOY ve Osman GARGİ başkanlarımıza çalışmalarında kurumsal veya bireysel desteklerini esirgemeden sunmalarını, onları yeni projeler için yüreklendirmelerini, çünkü bu kutsal emkelerinden kazanananın sadece onlar ve köyleri Küçükçalağıl değil tüm Yozgatımız ve köklü kültürümüz olacağını görmelerini, bilmelerini istiyor, tüm Yozgat sevdalılarına gönül dolusu saygı ve selamlarımı sunuyorum.