Yeni düzenleme, 'Savunma Sanayi Fonu'na kaynak oluşturmayı amaçlıyor. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, limiti 100 bin TL ve üzerinde olan yaklaşık 62 bin kredi kartı mevcut. Bu düzenleme ile birlikte, devletin savunma sanayisini güçlendirmek için ek bir finansman sağlanması hedefleniyor. Ancak bu durum, birçok vatandaşın cebinden yıllık 750 TL'nin çıkması demek. Peki, bu uygulama haksız bir yük mü, yoksa gerekli bir önlem mi?
DÜZENLEMENİN ARKA PLANI NE?
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, bu uygulamayı savunurken, "İsrail’in bir sonraki hedefinin Türkiye olabileceği" gibi ifadelerle kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştı. Bu bağlamda, Türkiye'nin savunma sanayisinin güçlendirilmesinin ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Ancak, bu açıklamalar halkın tepkisini çekebilir. Zira, ekonomik sıkıntılar içinde olan vatandaşların cebinden ek bir yük almak, sosyal huzursuzluk yaratabilir.
GAYRİMENKUL VE NOTER İŞLEMLERİNE YENİ ÜCRETLER
Yalnızca kredi kartları değil, gayrimenkul alım satımında ve noter işlemlerinde de yeni ücretler getiriliyor. Gayrimenkul alım satımında alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750 TL, tapuda yapılan diğer işlemlerden ise 375 TL alınacak. Noterlerde yapılan sıfır araç tescillerinde 3.000 TL, ikinci araç alım satımında 1.500 TL gibi tutarlar ödenecek. Tüm bu ek ücretler, vatandaşların bütçesini daha da zorlayabilir.
MÜCADELE VE ÖDEME YÜKÜ
Toplamda 37,9 milyon kişinin kredi kartı bulunduğu Türkiye'de, kredi kartı limitlerinin artması, birçok insanı borçlanmaya itiyor. Yüzde 49,2'lik bir kesim, 100 bin TL ve üzeri limitli kart kullanıyor. Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal mali disiplin açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Ekonomik koşulların zorluğu, bu tür ek yükümlülüklerin altında ezilen vatandaşların sayısını artırabilir.
Bu yeni düzenleme, hem ekonomik hem de sosyal boyutlarıyla dikkat çekiyor. Kredi kartı sahiplerinin, yeni kesintilerle nasıl başa çıkacağı merak konusu.