Psikolog Duru Erdem, ergenler arasında yaygın olarak görülen yeme bozukluklarının nedenleri ve sonuçları hakkında önemli bilgiler paylaştı. Yeme bozukluklarının ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çeken Erdem, bu sorunla karşılaşan gençlerin durumu kabullenme konusunda güçlük çekebileceğini ve çoğu zaman tedavi arayışına girmediklerini belirtti.
Ergenlik Döneminde Yeme Bozukluklarının Artışı
Erdem’e göre, yeme bozuklukları genellikle ergenlik döneminde başlıyor ve özellikle kız öğrenciler arasında daha yaygın. Sosyal medyada "ince vücut" ideali, kilo kontrolüne yönelik içeriklerin çoğalması ve kilo verme endüstrisinin büyümesi, gençlerin bu "ideal" standartlara karşı duyarlılığını artırıyor. Ergenler, kişilik gelişimi ve kabul mücadelesi verdikleri bu dönemde, sosyal medya baskılarıyla karşı karşıya kalabiliyor.
Kendini Sayılarla Güvende Hissetme Eğilimi
Yeme bozukluğu yaşayan ergenlerin kendilerini güvende hissetmek adına günlük kalori veya tartıdaki kilo gibi sayılara odaklandığını belirten Erdem, gençlerin belirli bir kilo sınırını aştıklarında değersiz veya "şişman" olacaklarını düşündüklerini ifade etti. Bu durum, kilo artışıyla ilgili yardım tekliflerini bir tehdit olarak algılamalarına ve sosyal çevrelerinden uzaklaşmalarına neden olabiliyor.
Sosyal İzolasyon ve Anksiyete Riski
Kilo kontrolüne odaklanan ergenlerin, egzersiz ve yemek düzenine aşırı önem vermeleri nedeniyle sosyal izolasyona sürüklendiklerini belirten Erdem, bu durumun sosyal anksiyeteye yol açabileceğine dikkat çekti. Bu gençlerin sosyal gruplarından koparak yalnızlaşabileceğini ve destekten mahrum kalabileceğini vurguladı.
Erken Müdahale ve Destekleyici Yaklaşımın Önemi
Psikolog Duru Erdem, yeme bozukluğu yaşayan ergenlerin çoğunlukla kendi istekleriyle tedavi aramadığını belirterek, "Bu nedenle ebeveyn veya rehberlerin destekleyici bir rol üstlenmesi önemlidir. Erken müdahale, iyileşme şansını artırır. Yeme bozukluğuyla başa çıkan gençleri zorlamak yerine destekleyici ilişkiler kurmak çok daha etkili sonuçlar doğurabilir," dedi.