Ahlaksızlık ülkemizde ve dünyada oldukça dikkat çekiyor. Cinayetler, fuhuş, tecavüzler, hırsızlık, adam öldürme günlük olaylar haline gelmiş durumda. Aile içi cinayetler ve tecavüzler ise tiksinti yaratıyor, midemizi bulandırıyor. Bizi insanlığımızdan utandırıyor! Bazılarımızın dikkatini bile çekmeyen bu olaylar ahlaki çöküntünün boyutlarını gösteriyor.
Türkiye’nin cinayet istatistiği son derece vahim bir tablo olarak karşımıza çıkıyor. TÜİK verilerine göre 2022 yılında 767 kişi cinayet sonucu hayatını kaybetti. Verilerin başladığı 2009 yılından bu yana en yüksek sayı ise bin 453 cinayet ile 2017 yılında görüldü. Cinayet sayısında Türkiye’yi Fransa (503), Almanya (332) ve İspanya (292) takip ediyor.
Öldürme, yaralama, aile içi cinayetler, çocuk istismarı, kadın cinayetleri ve intiharlar toplumun cinnet geçirme noktasında bir bunalım yaşadığını gösteriyor. Toplumsal ahlaki istatistiğe göre de çıkardığınızda bu durumun vehametine şahit oluyorsunuz.
Ülkemizde en çok dikkat çeken olay ise kadın cinayetleri: 2023 yılında öldürülen kadınlardan %65’i evlerinde öldürüldü. Bireylerin kendini en çok güvende hissetmesi gereken yer olan evler bu yıl da 205 kadına mezar oldu. Bu veriler gösteriyor ki en güvenli alan olarak görünen evler kadınlar için en güvensiz alanlar haline gelmiş durumdadır.
Son 3 yılda taciz ve tecavüze uğrayan ve adli mercilere yansıyan çocuk sayısı 70 bin Son 10 yılda bu sayı 250 bin dolayında. Son 10 yılda adli makamlara ulaşan tecavüze uğrayan çocuk sayısı 7 bin. Cinsel istismarda bilinen sayılar bunlar; bir de o kadar gizli kalanlar var…”
Güncel rakamlara göre Türkiye’de resmi olarak 61 tane genelevi bulunuyor. 150.000 civarında hayat kadını olduğu tahmin edilmekle beraber bu sayı dünya genelinde 42 milyon olduğu tahmin ediliyor. Bazı ülkelerde fuhuş adeta bir sektör haline gelmiştir.
Birleşmiş Milletler (BM) ve Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın 2019 ve 2022 yılları arasını içeren uyuşturucu raporundan çıkan ortak verilere göre Türkiye’de ve dünyada uyuşturucu kullanımında yükseliş gözlemleniyor.
Ahlaksız yaşam konusunda: İşin vehameti ortada: Toplumlar olarak ahlaki bunalım yaşıyor, cinnet geçiriyoruz. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, Milli Eğitim Bakanlığına, anne ve babalara, aile bireylerine büyük görevler düşüyor. Konunun tüm boyutları ile ele alınıp ahlaksızlık ve cinayet nedenleri masaya yatırılması, irdelenmesi ve tedbir alınması gerekiyor. Olayların sebepleri, cinayet nedenleri, buna karşı alınacak tedbirler ve cezalar en ince ayrıntılarına kadar düşünülmeli ve raporlar hazırlanmalıdır.
Ahlaksızlığın, cinayetlerin toplumsal boyutu yanında ahlaki, ekonomik, kültürel ve sosyolojik boyutları var. Aileye, bireylere, okula ve devlete düşen görevler var. Bunların rapor haline getirilerek alınacak tedbir konusunun devletçe yürütülmesi büyük önem arz ediyor. Yoksa bu ahlaksızlığın önüne geçemeyiz. Tedbir almadığımız takdirde Avrupa toplumunun yaşadığı o ahlaksızlık batağına biz de düşeriz. Malumunuz olduğu gibi ahlaksız toplumların sonu da helak olmaktır. Zira tüm ahlaksız toplumlar sonuçta helak olmuşlardır !.. Gerçek manada Türk ve İslam toplumu olmak ve insanca yaşamak zorundayız. Yüce Allah toplumumuzu helak olmaktan korusun ve esirgesin...