İbrahim Ethem Hazretleri, Horasan’ın Belh şehrinde dünyaya geldi. Anne ve babasının hac için Mekke’de bulunduğu sırada orada doğduğunu söyleyenler vardır. Ailesi Arap kabilelerinden Benî İcl’e veya Temîm’e mensuptur.
Genç yaşta zühd yoluna girmeye karar verinceye kadar Horasan’da yaşadı. Memleketinden ayrılmadan önce birçok hizmetçisi bulunan zengin ve itibarlı bir ailenin çocuğuydu. Sahip bulunduğu bütün dünya nimetlerinden vazgeçip zühd yolunu seçmesiyle tanınır oldu.
............................
İbrahim Ethem Hz. Tacı tahtı terk ediyor... Seneler sonra kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor. Dışarıda kar hava çok soğuk,
"Şurada yatayım da sabah olunca giderim” diye düşünüyor; Caminin bakıcısı geliyor: “Ne yapıyorsun” diyor. İbrahim Ethem Hz. tanımıyor.
İbrahim Ethem Hz:” Müsaade et şurada yatayım, Sabah Namazından sonra gideceğim” diyor, Görevli bacağından tutuyor onu ve: “İbrahim Ethem senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi.” diyor ve bacağından sürükleye sürükleye,kafasını merdivenlere vura vura atıyor dışarıya...
İbrahim Ethem Hz: (Kibir olmasın diye) “Ben bu camiyi yaptırdım” diyemiyor. Çaresiz kalıp şehre gidiyor, Her taraf kapalı, sadece bir yer açık; orası da bir fırın.
Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor,orada çalışan işçi: “Geç otur” diyor.
Aradan bir-iki saat geçiyor,sabah ezanı okunmaya başlıyor. Okunduktan sonra işçi dönüyor:
“Hoşgeldiniz nereden gelip nereye gidiyorsunuz isminiz nedir? diyor.
İbrahim Ethem de: “Ben iki saattir burada oturuyorum, şimdi mi geldi aklına sormak” diyor.
Fırıncı: “Ben bu fırında işçiyim,İki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi, ezan okundu, mesaim bitti. Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma
haram karışmaz,” diyor.
İbrahim Ethem: “Sen ne güzel adammışsın; Sen Allah’dan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu?” diye soruyor.
İşçi:”Ben Allah’dan ne istediysem verdi, Fakat Allah’tan bir şey istedim. Onu bana vermedi. Allah’a yalvardım, bana İbrahim Ethem Hz. göster diye, bana onu göstermedi,”diyor.
İbrahim Ethem Hz. “O Allah
öyle bir Allah ki" diyor; Ibrahim Ethem'in bacağından sürükliye sürükliye, kafasını taşlara vura vura getirip sana gösterdi. (Alıntıdır)
...........................
“Kalpten ve samimi bir dil ile yapılan duaların Allah katındaki yerinin makbul olduğu bir gerçektir.”