İftar soframızda oruçlu misafirlerin bulunması Allah'ın rızasını kazanmamıza vesiledir ve tavsiye edilmiştir. Nitekim Allah Resulü (s.a.v.) bir hadislerinde "Oruçlu kimseler sofranızda iftar etsinler. Yemeklerinizi iyi kimseler yesinler. Böylece Melekler de size dua etsinler." buyurmaktadır.
     Oruçluya iftar ettirmenin sevap olduğuna da işaret eden sevgili Peygamberimiz (s.a.v) başka bir hadislerinde de "Bir kimse oruçluya iftar ettirirse, oruçlunun sevabı gibi sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiç bir şey eksilmez." buyurmuşlardır. Bir başka Hadis-i şeriflerde ise: Amellerin en faziletlisi, bir müminin ayıbını örtmek, karnını doyurmak ve bir ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir. Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, tatlı konuşan, yemek yediren ve herkes uyurken namaz kılanlar içindir.”
     Orucun birçok faydaları vardır. Önemli faydalarından biriside zenginlerin fakirleri hatırlamasını, fakirlerin ihtiyaçları ile ilgilenmesini sağlamaktır. 
     Oruç zengine açlığı, dolayısıyla devamlı aç olanları hatırlatır Zenginler Peygamber Efendimizin "Komşusu aç iken kendisi tok olarak sabahlayan bizden değildir." sözünü ramazan da daha çok hatırlar ve düşünürler. 
     Bu sebeple zenginler; sofralarında oruçlu olan fakirleri bulundurmayı veya fakirlerinde sofrasına bir sıcak çorba koymalarını temin için onlara yardımcı olmayı ihmal etmezler.
     Dost ve arkadaşlara yemek yedirmek, sadaka vermekten efdaldir. Hazret-i Ali buyurdu ki: “Dostlara yedirdiğim bir ekmek, fakirlere verdiğim beş ekmekten daha kıymetlidir. Dostlarla yenilen yemek, köle azat etmekten daha makbuldür.”
     O beni yemeğe çağırmıyor. Onu niye çağırayım dememelidir! Yemeğe çağırırken de, yemeğe giderken de sadece Allah rızası düşünmelidir!
     Yemekte günah işlenen davetlere gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de, zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek de tevazu alametidir. Düğün yemeğine davet edilenin gitmesi sünnet, başka ziyafetlere gitmek müstehaptır.
     Müslümanın Müslüman üzerindeki beş haktan biri, davetine icabettir. Yani davetini kabul edip gitmektir. Hadis-i şerifte, (Davete icabet ediniz) buyuruldu. Samimi olarak davet edilen yere gitmelidir! Hadis-i şeriflerde buyurulur ki: “Müslüman kardeşine ikram eden, Allahü teâlâya ikram etmiş olur.” İki kişi birden davet ederse, kapısı yakın olana icabet et! Çünkü kapısı yakın olanın hakkı daha önce gelir.Fakire yemek yedirmenin sevabı ayrı, iftar açtırmanın sevabı ayrıdır. Peygamber efendimiz, Ramazan ayında bir oruçluyu su ile iftar ettiren, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur”.
     “Bir kimse, Ramazanda, bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. 
     Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden azat eder. O oruçlunun sevabı kadar, ona sevab verilir. Bir hacıyı veya bir mücahidi teçhiz eden ve onların ailesini görüp gözeten veya bir oruçluya iftar veren, aynı sevablara kavuşur, diğerlerinin sevabından hiç bir şey eksilmez.” Mevla oruçlarınızı ve iftarlarınızı kabul buyursun !...