Anadolu, toprağı cennetten resim gibi
Tarihe altın harfle yazılı isim gibi
Çiçeği solmayan bir bambaşka mevsim gibi
Anadolu Allah'ın lütfu cânan diyardır.
Anadolu, bedeli kan kılıçla verilen
Bin yetmiş bir Malazgirt kapısından girilen
Sınırları sarsılmaz iman ile örülen
Ocakları ilâhi aşkla yanan diyardır.
Anadolu, Süleyman Şah'ım ile iz olur
Ağrı'da, Süphan da, at nalında toz olur
Köroğlu, Dadaloğlu, Deli Dumrul söz olur
Tarihe sığmaz iken gönle sinen diyardır.
Anadolu, bin yıllık iz peşinde yürürken
Selimiye'nin adı hatırlardan geçerken
Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'a girerken
Peygamber hadisine gelip konan diyardır.
Anadolu, Şeyh Vefa, Hacıbektaş-ı Veli
Konya'dan Mevlana'yla yurda akan aşk seli
Bütün dünyayı saran Yunus'un sevgi dili
Hû Hû diyerek Hakk'ı her dem anan diyardır.
Anadolu can suyu Fırat, Dicle, Aras'ı
Akdeniz, Karadeniz, Ege Deniz arası
Muradı ise cümle Mümin'lerin yarası
İnsanlığa hoşgörü vefa sunan diyardır.