Geçen haftaki kaldığımız yerden makaleme devam ediyorum.
YUNUS EMRE çifçilikle geçinen fakir bir kimse idi. Köyünde kıtlık başladı. İyice fakirleşen YUNUS EMRE birçok kerametlerini duyduğu HACI BEKTAŞ VELİ den yardım almak fikrine düştü.merkebinin üzerine bir miktar alıç, ( yabanı elma ) koyup HACI BEKTAŞ VELİ nin dergahına geldi. PİRİ nin ayağına yüz sürerek hediyesini verdi. Ve bir miktar buğday istedi. HACI BEKTAŞ VELİ ona lütf ile muamele ederek birkaç gün dergahta misafir etti.
YUNUS EMRE geri dönmek için acele ediyordu. DERVİŞLER PİR e YUNUS un acelesinin olduğunu anlattılar. O da “ buğdaymı ister, yoksa ERENLER HİMMETİ mi diye haber gönderdi. Gafil YUNUS buğday istedi. Bunu duyan PİR “ isterse o alıcın her tanesine nefes edeyim dedi. YUNUS buğday da ısrar ediyordu. HACI BEKTAŞ VELİ üçüncü kez haber gönderip “ isterse her çekirdek sayısınca himmet edeyim “ dedi. YUNUS tekrar buğday isteyince hatasının büyüklüğüne anlayıp pişman oldu. Derhal geri dönerek kusurunu itiraf etti.
HACI BEKTAŞ VELİ onun kilidini TAPDUK EMRE ye verdiğini ve bu yüzden ona gitmesini söyledi.
TAPDUK EMRE nin dergahından kovulan YUNUS EMRE tekrar hocası TAPDUK EMRE nin evine geldi. Korka, korka kapısını çaldı. Kapıyı hanımı açtı. YUNUS EMRE hocamı görecektim beni affettimi onu öğrenecektim dedi. Hanımıda YUNUS EMRE yi tekrar gördüğüne çok sevindi. YUNUS a hoş geldin YUNUS dedi. Halını hatırını sordu. Hocan TAPDUK EMRE şimdi mescidde namaz kılıyor. Az sonra gelir. Lakin hocanın gözleri görmüyor, sen şimdi kapının önüne yatarsın hocan geldiğinde bu kapının önünde yatan kim diye bana sorar dedi. Bende YUNUS derim. O da hangi YUNUS derse kalkıp sessizce çekip gidersin. Yok öyle demezde bizim YUNUS mu derse kalk hemen elini öp seni unutmamıştır dedi. Nitekim öyle yaptılar TAPDUK EMRE eve geldi hanımına bu kapıda yatan kim diye sordu. Hanımıda YUNUS dedi. TAPDUK EMRE de bu bizim YUNUS mu dedi. YUNUS EMRE hemen fırladı ayağa kalktı hocasının elini hüngür hüngür ağlayarak öptü. Sağ ol hocam beni unutmamışsın dedi. Hocası TAPDUK EMRE de ona sonradan tekrar kavuşmanın büyük heyecanını yaşadı.
Fırsat kuşunu kaçıran YUNUS bu vesile ile tekrar hocası TAPDUK emreye kavuştu. TAPDUK EMRE nin dergahında tam 40 yıl ona seve seve hizmet etti. İşte YUNUS u asırlardır gönül sultanı yapan bu himmet tir. Eli böğründe dönen YUNUS yüz geri gider. TAPDUK un kapısına, TAPDUK a adeta kul olur. Yıllar yılı ŞEYH ine odun taşır. Yıllar yılı ondan feyz alır. Olgunlaşır ve pişer YUNUS un ŞEYH ine taşıdığı odunların içinde hiç eğrisi bulunmaması ŞEYH inin gözünden kaçmaz. Sonra YUNUS a odunluklardaki odunları göstererek “ a YUNUS der bakıyorum dağdan kestiğin odunların hepsi kuru, hepsi düz, meraklandım acaba ormanda hiç eğri odun yok mu diye sorar.
YUNUS gülümser, tatlı tatlı içten içe bir gülüş. Vereceği cevabı ne düşünmüş nede hazırlamıştı. Öylece dudaklarına geldiği gibi söyleyiverdi.; “ ormanda eğri odun var olmasına var amma senin dergahından içeri odunun bile eğrisi girmez efendim “ dedi.
YUNUS un SARIKÖY de yatmakta olduğu pek çok yazar, tarihçi ve araştırmacı tarafından kabul edilmektedir. Biz bu arada şunu ilave etmek istiyoruz. O şurada ve burada nasıl kabul edilse edilsin .onun gerçek gömülü olduğu yer türk milletinin ve bütün Müslümanların cefakar ve vefakar göğsüdür. Bu YUNUS u anlayabilmek ve anlatabilmek için yeter bir kanıttır.
Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup haftaya başka bir makalede buluşmak üzere yazımı YUNUS EMRE nin şiir dizileriyle bitiriyorum. Hepinize selamlar, sevgiler, saygılar
İlim ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır.
YUNUS EMRE der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepsinden iyice
Bin gönüle girmektir.
Biz dünyadan gider olduk.
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayur dua
Kılanlara selam olsun
Yüce dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim için
Yaşın yaşın ağlarmısın
Şol cennetin ırmakları
Akar ALLAH deyü deyü
Çıkmış islam bülbülleri
Öter ALLAH deyü deyü
YUNUS EMRE