HZ SALİH ALEYHİSSELAM ve DEVESİ ile ilgili kıssa olayına geçen haftaki kaldığımız yerden devam ediyorum.
İşte şu bir deve peygamberliğimin doğruluğuna bir delildir. Bu kuyunun suyunu nöbetle muayyen bir gün devenin içmek hakkı vardır. Muayyen bir günde sizin içmek hakkınız vardır. Sakın bu deveye fenalık dokundurmayınız. Bunu kesmeyiniz ! sonra sizi büyük bir günün azabı yakalar. ! dedi.
HZ SALİH ALEYHİSSELAM ın kavminden iman etmeyi kibirlerine yediremiyen eşraf güruhu, etbalarından iman eden fukara zümresine, onlarla alay ederek ;
Siz SALİH in hakikaten RABBİ tarafından bize ve size gönderilmş bir peygamber olduğuna inanıyormusunuz ? dediler. Fakirler ve zayıflar takımı da onlara ;
Biz ALLAHÜ TEALA nın SALİH ALEYHİSSELAM a gönderdiği dine inanmış kişileriz ! diye cevap verdiler.
Kibirlenipte iman etmeyen gürüh ise ;
Sizin iman ettiğiniz o dini biz inkar ediyoruz ! dediler ve ALLAH ın mucizesi olan deveyi boğazladılar ve ALLAH ın emrini kabul etmekten kaçındılar.
HZ SALİH ALEYHİSSELAM a da ;
Ey SALİH, eğer sen hakikaten peygamber isen bizi korkutup durduğun azabı getir de görelim dediler. Bunun üzerine onları bir zelzele yeryüzüne sarsan şiddetli bir sayha yakaladı da onlar evlerinde çöke kalarak sabaha erdiler.
HZ SALİH ALEYHİSSELAM ise onlardan döndü ve dönmeden önce de kendilerine ;
Ey kavmim, ben size RABBİ min emirlerini, nehiylerini tebliğ ettim. Size güzel öğütler de verdim. Ancak siz hayrınız için çalışanları sevmezsiniz ! dedi.
Semud kavminin merkezi olan HİCR şehrinde dokuz kişilik bir şerli çete vardı. Bunlar Semud un mütegalibe takımı idiler. Semud diyarını islah değil, ifsad ediyorlardı. Devenin nöbet günü kuyunun suyunu içip kurutulmasına, hayvanların susuz kalmasına canları sıkılarak bu çete ferdleri ALLAH adına and içerek aralarında sözleştiler ki muhakkak HZ SALİH ALEYHİSSELAM a ve ona iman edenlere bir gece baskını yapalım, öldürelim, sonra onun varislerine :
Biz SALİH in ve ehlinin öldürüldüğünü görmedik ! diye yemin edelim. Artık sözümüz sözdür. Sözümüzde sadık kimseleriz ! dediler.
Onlar böyle bir hile tuzağı kurdular.
Halbuki HZ ALLAH da onlara bir ceza ve helak hazırlamıştı ki, onlar anlamıyorlardı.
Sonunda müşrikler deveyi boğazladılar. Sonra da öldürdüklerine pişman oldular. Bu hadiseden üç gün sonra bir sabah vakti azab sayhası kendilerini yakaladı da, onlara oydukları sağlam binalar, o kadar servetleri hiçbir fayda vermedi…. İmansızların hepsi toptan helak oldu. Yontulmuş evleri yaptıkları zülümler yüzünden bom boş kaldı. Şüphesiz bu hadisede anlamak ve bilmek kaabiliyeti olan bir kavim için büyük ibret vardır.
İman edenler topluluğu ise bu hadiselerden selamete çıkarıldı. Çünkü onlar şirkten uzaklaşmışlardı. HZ SALİH ALEYHİSSELAM ile birlikte kurtulan müminler dörtbin kişi idi. HZ SALİH A.S bu azabın vaki olmasından önce ümmetiyle beraber SEMUD KAVMİ nin arasından çıkarak ŞAM tarafına gelmiş, REMLE kasabasında kalmıştı. HZ SALİH A.S kavmi ile yirmi sene yaşadıktan sonra yüz ellisekiz yaşında iken HADRAMUT da vefat etmiştir.
Bugünkü anlatacakların bundan ibaret olup, haftaya başka bir makalede buluşmak üzere yazımı NURETTİN GÜLER in YÜCE DAĞ BAŞINDA YANAR BİR IŞIK adlı türkü sözleriyle bitiriyorum. Heminize selamlar, sevgiler, saygılar
BU MAKALELERİM https://medineweb.net/dini_hikaye_cilt_1/kuran_kissa/05.htm SİTESİNDEN İSTİFADE EDİLEREK YAZILMIŞTIR.
YÜCE DAĞ BAŞINDA YANAR BİR IŞIK
Yüce dağ başında yanar bir ışık
Düşmüşüm derdine olmuşum aşık
Ağ buğday benizli zülfü dolaşık
Divitim kalemim yazarım
Yar bende oy bende
Aha ben gidiyom sen hemen ağla
Dön ağla yar ağla
Yüce dağ başından indiremedim
Yönünü yönüme döndüremedim
Bir güzelin aklın kandıramadım
Divitim kalemim yazarım
Aha ben gidiyom sen hemen ağla
Dön ağla yar ağla
NURETTİN GÜLER
SİVAS