Kadim Anadolu kültürlerinde ölenin ardından yas tutmanın çeşitli yolları vardir. Yedisi, kırkı, elli ikisi.. seneyi devriyesi derken acınız hafifler. Kaybettikleriniz ile ilgili hafizanızda sadece iyi anılar kalır. Peki bir şehrin arkasından kaç yedi, kaç kırk kaç elli iki veyahut kaç yıl geçmesi gerekir acının hafiflemesi için?
Bugün o büyük felaketin ardından üç aya yakın bir süre geçti. Koskoca üç ay. Acımız, ağrımız sancımız hafiflemedi.
Güzel memleketim Hatay ..
Ardında kaç yıl bırakması gerekiyor acısının hafiflemesi için..
Ya da nasıl bir toparlanma gerekiyor yeni anılar biriktirmek için..
Bıraktığı acılar ne yazık anılardan daha derin izler bıraktı her birimizin ta içinde..
Çocukken gittiğimiz babamın köyü Kuzeytepe..
Annemin köyü Küçükdalyan..
Dedemin bahçe kapısından kavun yuvarladığı o bahçe artık yok..
Küçükdalyan'dan çarşıya kadar yürüdüğümüz, künefe yemeden dönmediğimiz o çarşı artık yok..
Memlekete gittiğimizde mutlaka uğradığımız uzun çarşı..
Kuzeytepe yolundaki 600 konutlar,
Affan kahvesi,
Kurtuluş caddesi,
Habib Neccar Camii,
Sokakları, caddeleri, dağları, ovaları..
Güzel memleketimin her bir karışı koskoca bir enkaz..
6 Şubat'ta büyük kayıplar yaşadık..
Her birimizin bir canı o enkazların altında kaldı..
Her birimiz o şehirle birlikte bir parçasını da enkaz altında bıraktı..
Bir canı kaybetmenin acısı, bir şehri kaybetmenin acısı nasıl diner, nasıl hafifler?

Hepsi aynı avluya bakan camisi, kilisesi, havrası, medeniyetler şehri Hatay..
Koskoca bir medeniyetten geriye yine koskoca bir enkaz kaldı..
Kaç zaman dilimi gerekir bu yası tutmaya, bu acıyı hafifletmeye..