Eskiden mahallenin abileri, büyükleri olurdu hatırlarsınız mutlaka. O yaşça ve akılca akranlarımızdan büyük olurdu ve ne vakit çocukların arasında bir münakaşa olsa ya o gelir çözerdi ya da çocuklar meseleyi çözmesi için ona koşardı. Arada o abiden de sebepsiz papara yediğimiz olurdu ama olsundu, abiydi, abimizdi. Büyüğümüzdü onlar ne derse o olurdu doğru veya yanlış. Sokaklar bizimdi herkesin evi bizimdi oynardık terlerdik. Kimin evi yakınsa oraya girer bağıra çağıra su isterdik. Ayşe abla, Aynur abla, Münevver abla, Selvinaz abla, Aniş abla sanki görevleriymiş gibi suyumuzu getirirlerdi. İçerdik kana kana oyunumuza kaldığımız yerden devam ederdik.
Yanlış yapınca büyüklerimiz ve abilerimiz iki tarafa da ayırt etmeden gereğini yapar başımız önümüzde evimize giderdik. Büyüklük, abilik böyle bir şeydi. Şimdi ise kimse kimseye ağzını açamaz oldu sen kimsin ki benim çocuğuma laf söylersin oldu mahallede ne büyük kaldı ne abi. Mahallede herkes herkesin namusuydu. Herkesin hanımı gelini kızı gözetilir en ufak bir yanlışta ailecek kulağı çekilir gerekirse o olaydan dolayı aforoz edilirdi.
Aile bağları kardeşlik bağları komşuluk bağları güçlüydü. Herkes herkesin işine koşar elbirliği ile yapılırdı. Fitne, fesat, kibir, üstünlük yoktu kimsede zengini de fakiri de aynı mütevazilikteydi.
Saygı vardı sevgi vardı mahallemizde edep vardı hayâ vardı mahallemizde namus kavramı her şeyimizdi mahallemizde. Komşuluk bağlarımız akrabalık bağlarımız çok güçlüydü. Kimse kimseyi arayıp randevu istemezdi. Çat kapı gelip neye ihtiyacı varsa alır giderdi. Canım anam hiç yok demezdi evimizde ne varsa Allah büyük diyerek kimseyi geri çevirmezdi. Babamın şiarı kapıya kim gelirse gelsin boş çevirmeyin derdi dilencileri bile... Rahmetli babamın sert mizacı bizleri ne kadar korkutsa da yüreği yumuşacıktı. Babamın yanında mahallenin kadınları öyle kafalarına göre ulu orta konuşamazlardı ağırlığını hissederlerdi. Çocuklara olan sevgisi tartışılmazdı. Evimize gelen çocuklar yemek sofrasına oturmadıklarında babamdan tokat yiyeceklerini bilirlerdi. Ya o sofraya oturulacak yâda tokadı yiyip giderlerdi. Kimsede Yahya emmim beni niye tokatlıyor demezdi. Mahallenin abileri büyükleri dövüyorsa vardır bir bildikleri denilirdi. Şimdi ki gibi sen kimsin de benim çocuğuma laf ediyorsun denilmezdi.
Velhasıl kelam ne mahalle kaldı ne büyükleri ne abileri. Ne çok şey kaybetmişiz değil mi?
Vesselam ayakları öpülesi anama sağlık, güzel adam babama rahmet diliyorum.
Selam ve dua ile kalın.