Tek karar vardı.O da Ulus egemenliğine  dayanan,tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak. İşte İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar,bu karar olmuştur. Bu kararın dayandığı en sağlam düşünce ve mantık şu idi:Temel ilke,Türk Ulusu'nun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır.Bu ancak, tam bağımsız olmakla  sağlanabilir."ATATÜRK
Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Nutuk eserinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu yolunda önemli gelişmeleri anlatarak  geçmiş değerlendirmiş ve geleceğe ışık tutarak bize yol göstermiştir:  
      “…Ali Galip olayı, padişahın, onun hükümetinin ve yabancıların ortak bir girişimiydi….Bu olay üzerine İstanbul Hükümeti’ne telgraf çektim…Alçaklar, cana kıyıcılar! Düşmanlarla birlik olup ulusa karşı hayınca düzenler kuruyorsunuz.  
Ulusun gücünü ve istencini (iradesini) anlamaya gücünüz yetmeyeceğine kuşkum yoktur. Ama yurda ve ulusa karşı haincesine ve bütün gücünüzle uğraşacağınıza inanmak istemiyordum. Aklınızı başınıza toplayın. Ulusumuz ve yurdumuz için zararlı olan yabancılara vicdanınızı satarak eylediğiniz alçaklıkların  sorumluluğunu göz önünde bulundurunuz. Güvendiğiniz kişilerin  ve kuvvetin sonunu öğrendiğiniz zaman kendi sonunuzla karşılaştırmayı unutmayınız….
16 Mart 1920’de İstanbul’a el konulması üzerine aldığım kararların en önemlisi, olağanüstü yetkili bir ulusal meclisin Ankara’da toplanması kararıdır….Bütün milletvekillerinin Ankara^ya gelmelerini beklemeye gerek yoktu. Gelebilmiş olanlarla yetinerek,meclisin  23 Nisan 1920 Cuma günü açılmasına karar verdik… 22 Nisan 1920 günü “Dakika geciktirilmeyecek” kaydıyla yurda şu bildirimi yaydım: 
Tanrının yardımıyla nisanın 23.Cuma günü Büyük Millet Meclisi açılarak çalışmaya başlayacağından ,o günden sonra bütün sivil ve askerî makamların  ve bütün ulusun emir alacağı yer, adı geçen meclis olacaktır…(Temsilciler adına  Mustafa Kemal) 
Osmanlı zamanında kullanılan siyasal yöntemlerin hiçbirinin yeni Türkiye devletinin  yöntemi olamayacağı kanaatine vardım.Bunu meclise anlatmaya çalıştım. Osmanlı devletinin izlediği yol  ulusal değildi.Kişiseldi, bulanıktı ve  kararsızdı…Bizim politikamız aydınlıktır.Gerçekçidir.uygulanabilir ve yasal yöntemlerdir.Buna “ULUSAL POLİTİKA” diyoruz…TBMM,bu ilkeleri kapsayan önemini benimsemekle kalmadı. İki gün süren açıklamalardan, konuşmalardan, açık ve gizli durumlardan sonra beni meclis başkanı seçerek genel güvenini de gösterdi…
 Mustafa Kemal Atatürk, Mazhar Müfit Kansu'ya not almasını söyler... “Yaz Müfit, zaferden sonra hükümet biçimi cumhuriyet olacaktır.” 1919 yılında yazdırdığı maddelerin  dördüncüsüne geçtiklerinde, Müfit Kansu daha fazla yazamayacağını söyler... Elinden kalemi düşürür. Mustafa Kemal'in cumhuriyet hayali, dört yıl sonra gerçek olacaktır. 23 Nisan 1920 ‘de toplanan TBMM  29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan ederek  20 Nisan 1924 ‘de yeni Anayasayı kanunlaştırdı.1961 yılına kadar yürürlükte kaldı.