Felsefi olarak doğrudan insan cevherini esas alan bu söz..! İster alevi, isterse sünni kesimden olsun, vicdanı hür her ferdin özümseyebileceği bir öğüt'tür. Toplum düzeni ve sosyal dengeyi sağlayarak, millibirlik ve milli kimliği ifade eden cevher değerinde bir sözdür.
Anadolunun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında öncü, Hoca Ahmed Yesevi’nin takipcisi olan Hacı Bektaş Veli Hazretlerine ait bu öğüt, beşer lisanında dile gelip söylenebilecek ender kelamlardandır. Bu söz Türk-İslam felsefesinin tasavvufi bir edeple ifade edilmiş şeklidir. Benim hayranlıkla içselleştirdiğim felsefi nasihatlardan birisidir.
Hacı Bektaş Veli’nin özgün yanlarından birisi de, Türk-İslam kimliği ve Türkçemize sahip çıkmasıdır.
Aşağıda bu felsefenin icracısı olan bir Bektaş-i Alevi dedesinin yorumunu aktarmak istiyorum.
Eline sahip ol:
a-) Eline sahip ol elimizden kaynaklanan bütün fiillerimizin doğru, dürüst, güzel ve ahlaki olmasını emreder.
b-) Elin ikici anlamı, ülke, vatan, yurt memleket anlamında eline, iline, toprağına, vatanına, yurduna sahip ol.
Beline sahip ol:
a-) Fuhuş, zina yapma, soyunu koru, nesebi gayr-i sahih olma. Neslini zürriyetini bozma.
b-) Bel ikinci manada, toprağı aktarmada kullanılan bir tarım aracıdır. Bu bağlamda bele sahip olmakla, kendi üretim araçlarına, kendi bilim ve teknolojisine sahip olması, tavsiye edilir.
Diline sahip ol:
a-) Dil söz anlamında diline sahip olma, kötü ve kem söz söyleme, kalp kırma
b-) Dil ikincil manada konuştuğun lisanina sahip ol, dilini yabancı dillerin boyunduruğu altına sokma, dilninin güzelliğini, temizliğini, ifade kabiliyetini, ahengini, koru ve dilin bozulmasına müsade etme.
Vakti zamanın da, kendisi bir Bektaş-i Alevi dedesi olan bir muhteremden dinleyip not aldığım şekliyle aktardım.